top of page

Nisan 2020 | Seyahat | Fas

Açıl susam açıl: Marakeş 

Yazı | Özlem Avcıoğlu

Fas dendiğinde akla gelen ilk şehir, toprağının renginden dolayı neredeyse tamamı kızıl olan Marakeş. Biraz İslami gelenekten biraz da Mağrip mimarisinin özelliği nedeniyle zenginliğin de yoksulluğun da yüksek duvarlar arkasına gizlendiği, kendini hemen göstermeyen kapalı bir şehir… 

 

Eskiyle yeninin birbiriyle çarpıştığı Marakeş, aynı zamanda ünlü modacı Yves Saint Laurent’nin şehri. Hatta şehrin bu kadar tanınıp ziyaretçi çekmesinin en büyük sebeplerinden biri kendisi.

 

“Bana renkleri bu şehir öğretti. Onun ışığına, cüretkâr melezliğine ve coşkulu keşiflerine tutundum” der Yves Saint Laurent. Bu iddialı cümlesine şunu da ekleyerek: “Marakeş’ten önce her şey siyahtı”.  

 

Marakeş’e giderseniz bu sözlere hak vereceksiniz. Çünkü kentin unsurlardan biri renk. Dikkat çeken ilk renk maviyle mor arasındaki göz alıcı parlak tonuyla Majorelle mavisi. Fas çinilerinde ve Berberi evlerinin pencere kenarlarında yıllardır kullanılan bu mavi ton, Yves Saint Laurent Sokağı üzerindeki Jardin Majorelle’den almış ismini. 

 

KÜLLERİ O BAHÇEDE

Nitekim Marakeş’te beni en çok büyüleyen yer her daim Jardin Majorelle. Çeşit çeşit kaktüsler, palmiye ağaçları ve ufak havuzların yer aldığı bu tropik bahçe, Fransız ressam Jacques Majorelle’in eseri. 

 

1920’lerde Marakeş’e yerleşen ressam, stüdyosunun da bulunduğu evinin etrafında bu bahçeyi oluşturmuş. Evin çevresini nadide ağaç, bitki ve çiçek türleriyle donatarak bir mücevher gibi işlemiş burayı. 

 

Bu bahçe ressamın Kuzey Afrika yerlilerini ve manzaralarını betimleyen yağlıboya tabloları gibi başyapıtlarından biri haline gelmiş. Jacques Majorelle bakım maliyetlerini karşılamak için bahçeyi 1950’lere doğru ücretli olarak halka açmış.

 

Majorelle’in 1962 yılında hayatını kaybetmesinin ardından bahçe ve içinde bulunan evi Fransız modacı Yves Saint Laurent satın almış ve yeniden dizayn etmiş. Laurent burayı o kadar sevmiş ki, 2008 yılında öldükten sonra külleri bu bahçeye savrulmuş. 

 

MUSEE SAINT LAURENT 

 

Majorelle Bahçesi’ne yürüme mesafesinde açılan Musée Saint Laurent Marrakech ise bu ufuk açıcı ziyaretin en yeni durağı. 2017’de açılan müze, tasarımcıyı ve üretimlerini yakından tanımak için eşsiz bir deneyim sunuyor. 

 

Pierre Bergé-Yves Saint Laurent Vakfı sayesinde bugüne dek korunan binlerce couture parça, Mondrian elbiseden Le Smoking takıma ikonik YSL tasarımları, eskizler, Warhol gibi sanatçıların imzasını taşıyan portreler müzenin kalıcı koleksiyonunda yer alıyor. 

 

EN İYİ OTEL MANDARIN 

 

Konaklamaya gelirsek… Bu şehirde iki seçeneğiniz var. Ya şehrin karmaşası içinde kalıp gece gündüz Marakeş’i yaşamak ya da gündüz şehrin keşmekeşini yaşayıp gece şehre 15 dakika uzaklıkta bir lüks otelde kalarak durumu dengelemek… 

 

Benim tercihim her iki ziyaretimde de ikincisi oldu. Merkeze 10 dakika uzaklıktaki Mandarin Oriental Marrakech’ten çok memnun kaldım. Toprak rengi tonları, dev havuzu, bahçesi, kendine ait havuzlu villalarıyla bence şehrin en iyi oteli. 

İçinde açılan Hakkasan Ling Ling ise Marakeş’in fazla turistik yeme-içme hayatına yeni ve lezzetli bir soluk.

 

Marakeş’i ilk ziyaretimde kaldığım ve son zamanlarda renove edilen, yine şehrin dışında bulunan Aman grubunun resort oteli Amanjena da konaklamak için en iyi seçeneklerden biri. 

 

LA MAMOUNIA BOZULMUŞ

 

Marakeş’in en ünlü oteli Endülüs mimarisinden izler taşıyan La Mamounia ise şehir merkezinde olmak isteyenler için en iyi seçenek. Kalmasanız da yolunuz öğle veya akşam yemeği için bir şekilde buraya düşüyor. Ancak ben oteli eski halinden çok şey kaybetmiş buldum. Gireni çıkanı fazla olan, aşırı turistik, servisi aksayan, yemekleri vasat bir otel haline dönüşmüş. Yine de barı akşamüstleri için en iyi seçenek. 

 

MUTLAKA: EL FENN

 

Son yıllarda kendine has odalarıyla adından söz ettiren El Fenn Oteli  ise şehrin en güzel ve ünlü ‘riad’ı, yani geleneksel Fas mimarisinde yapılmış sarayı. 

Odalarının her biri başka renk olan otel, kalmak için bana fazla klostrofobik gelse de altındaki kafesi, tasarım dükkânı ve terasındaki lokantası mutlaka ziyaret edilmeli. Öğle ya da akşam yemeği bu lokantada yenmeli.

 

UNUTMADAN…

1. Yaklaşık 11 yıl önce gittiğimde beni kendine hayran bırakan şehrin en ünlü lokantası Dar Yacout'u gör. Havuzlu tarihi villası ve iç dekorasyonuyla hep büyüleyici. Ama biraz fazla turistik tabii. 

2. Marakeş surların içindeki eski şehir Medina ve ‘yeni şehir’ olarak olarak ikiye ayrılmış. Medina tarihi yapılarla ve pazarlarla dolu, yeni şehir ise modern binalar, dükkânlar ve malikanelerle. Her ikisini de yürüyerek gez. 

3. Medina’nın çarşıları (Medina Souks), turistlerin en çok ziyaret ettiği noktalardan biri. Buranın kaosunda kaybol ve lokal yemekleri sağlıklı ve modern bir şekilde sunan Nomad Restoran'ın  ‘souk’lara bakan terasında öğle yemeği ye. 

4. Gece eğlencesi için Comptoir Darna’yı dene.  

5. Genellikle grupların kapattığı bir başka nefis, aynı zamanda instagram güzeli oteli mutlaka gör: Ksar Char Bagh. 

6. Fas mutfağıyla ünlü Al Fassia'yı , dekorasyonunu çok sevdiğim Bo-Zin'i ve Avustralya mutfağı yemekleriyle yeni nesil bir Marakeş restoranı olan Plus61 Marrakech'i denemeden dönme! 

bottom of page