top of page
IMG_6511_edited.jpg

Temmuz 2020 | Stil | Türkiye

Bodrum’un yaz gündeminde ‘Loft’ var

Yazı | Onur Baştürk

Bir ev projesinin Bodrum’un yaz gündemine damga vurması pek rastlanılır bir şey değildir. Çünkü Bodrum yaz gündemi genelde mekanlar, oteller ya da plajlarla öne çıkar. Bir de klasik, “Şurası çok pahalıymış” rüzgârıyla. 

 

Akfen’in Demirciler Koyu’ndaki 36 villalık Bodrum Loft projesi ise bu yaz herhangi bir plaj ya da otelden daha çok gündeme geldi. Bunun en önemli nedeni pandemi aslında. Otelde konaklamak istemeyen, ev kiralayıp izole bir şekilde tatil yapmak isteyenlerin gözdesi olup çıktı Bodrum Loft. Elbette 8 bin ila 12 bin Euro arasında değişen aylık kira bedelini kabul edenlerin gözdesi…  

 

Nitekim yaz başında evlerin hızla kiralanması, ünlü isimlerin burada ev kiralamak için sıraya girdiğinin söylenmesi Bodrum Loft’u dillerden düşürmedi. Bir de Bodrum Loft’un ve dolayısıyla Akfen’in sahibi Hamdi Akın ile Maça Kızı’nın sahibi Sahir Erozan arasında yaşanan olaylar zinciriydi dillerden düşmeyen… 

 

MAÇAKIZI LOFT MUAMMASI 

 

Bilen biliyor: Bodrum Loft içine Maçakızı’nın açılacağı aylar öncesinden belliydi. Hatta geçen yıl Londra’da Maçakızı Loft’u tanıtmak için havalı bir lansman bile düzenlenmişti. Neden Londra? Çünkü hem evlere hem de Maçakızı Loft’a yabancıların da ilgi göstermesi bekleniyordu. Ancak araya pandemi girdi. Arzu edilen yabancı zenginlerin bu yaz gelmeyeceği belli olunca Erozan bu yaz Maçakızı Loft’u açmak istemedi. Bodrum Loft tarafı ise bu yazı kaçırmak istemiyordu; bu nedenle evleri kiralamaya başladı. Restoran için de Karaköy’de, kendi otelleri olan Novotel’in tepesine konuşlanmış Mürver’in yazlık versiyonunu burada açmaya karar verdiler. 

 

Bunun üzerine Erozan ve Akın’ın arasının açıldığı söylendi. Sonradan araya girenlerin de iki eski dostu barıştırdığı… 

 

LOFTELİA ÇOK İYİ 

 

Bu bol dedikodulu olaylar zincirinden geriye kalana bakalım biz. Maçakızı Loft yerine gelen şef Yılmaz Öztürk yönetimindeki yazlım Mürver, yani orijinal adıyla LoftElia beklenilenin kat kat üzerinde, çok iyi bir restoran. Elbette bar eğlencesinde zayıf. Ama orada zaten bir iddiası yok. 

 

NE KADAR AĞAÇ KESİLDİ?

 

Bodrum Loft’un villalarına gelince… Açık söylemek gerekirse; Nef Reserve ve Mesa’yla beraber bu koydaki yapılaşmanın üçüncü ayağı olan Bodrum Loft’un, bulunduğu bölgedeki birçok ağacı inşaat uğruna yok etmek zorunda kaldığını düşünüyordum. 

 

Önüme bazı bilgiler koydular. Şöyle ki: Bodrum Loft arazisi 57 dönümden oluşuyormuş. Toplam inşaat 15 dönümlük bölüme, yani arazinin yüzde 27’sine yapılmış. 40 dönüm arazi ise yeşil alan olarak kalmış. 

 

TRANSPLANTASYON ÖVGÜ KONUSU MU?

 

“Hakkımız olan emsalin çok az kısmını kullandık” diyor Bodrum Loft’çular. Bunu da yeşil alanı korumak için bilinçli yaptıklarının altını çiziyorlar. 

 

Altını çizdikleri bir diğer husus, çoğu yüz yaşında 550 zeytin ağacının ve İzmir Ödemiş’ten getirilen 150 yıllık çınar ağacının peyzaj alanındaki uygun yerlere dikilmesi…  

 

Ağaç taşıma, yani ‘transplantasyon’ bu tür projelerde sıkça başvurulan bir işlem. Çünkü yapılaşma dolayısıyla çıplak kalan yerleri uygun ve sık bir peyzajla doldurmak gerekiyor. Tıpkı Mandarin’in en başta yaptığı gibi… Zeytin ağaçlarının transplantasyonu da en çok yapılanlardan. 

 

Unutmadan, Bodrum Loft tarafından bakınca inşaatının kaba kısmı görünen Nef Reserve de ağırladığı birtakım influencer’lara “Yüzyılllık zeytin ağaçlarını buraya taşıdık” diye övünüyor. 

 

Yani transplantasyon zaten bu gibi projelerde en kestirme, en elzem çözümlerden biri. Abartılmaması taraftarıyım. 

 

SANDAL AĞAÇLARINDAN ÖVGÜYLE BAHSEDİLEBİLİR

 

Ama şundan övgüyle bahsedilebilir: Loft’çuların verdiği bilgiye göre inşaat bölgesinde yer alan sandal ağaçlarına hiç dokunulmamış, hatta koruma altına alınmış. Villaların tasarımını gerçekleştiren Tabanlıoğlu Mimarlık sandal ağaçlarının korunması için vaziyet planında oldukça hassas bir çalışma yapmış. 

 

PROJENİN ANA MERKEZİ: AÇIK ALANLAR

 

Biraz da projenin stilinden bahsedeyim. Aslında ilk bakışta evlerin planını çok karmaşık ve dış yüzeyinde yer alan beton yüzeyi biraz soğuk bulmuştum. Detaylar anlatılınca daha farklı düşünmeye başladım. Şöyle ki: Sahildeki kayaların şekil ve renkleri tasarıma ilham kaynağı olmuş. 

 

Yapım esnasında özel betonlar dökülmüş. Kazı aşamasında ortaya çıkan taşlar yol ve bahçe duvarlarıyla istinat duvarları yapımında kullanılmış. Ayrıca bu taşlarla avlu ve bina dış cepheleri de kaplanmış. Yani binaların dış yüzeyindeki beton yüzeydeki taşlar bölgenin ürünü. 

  

Binalar ise arazi topoğrafyasına uygun olarak yerleştirilmiş. Tüm ünitelerde yer alan ve kontrollü bir şekilde doğal ışığı ve esintiyi kullanan yarı açık ve açık ortak alanlar ise özellikle kurgulanmış. Hatta bu alanlar projenin merkezini oluşturmuş.

 

Nitekim villaların içine girince yarı açık ve açık alanların kullanım şeklini daha iyi anlıyor; ilk bakışta karmaşık gibi görünen genel tasarımı bu kez zekice planlanmış buluyorsunuz.

STİL | Kategorinin diğer yazıları

yuzulogoweb2.png
bottom of page