Yiğit Sezgin tanıdığım en çalışkan, en hızlı otelci ve iş insanı. Bizzat şahidim; bir dakika yerinde durmuyor, bir projeyi anlatırken diğerine zıplıyor, beş dakika önce söylediğiniz bir şeyi anında hayata geçiriyor. Şu anda Accor Grubu’nun Dünya Ticaret Başkanı. Ama bu pozisyondan önce BLG Capital Fonu’nun CEO'su olarak Aman Resorts, Peninsula Hotel, Soho House, Galata Port, W Istanbul, Ritz Carlton & Mandarin Oriental Residences gibi global lüks gayrimenkul ve turizm yatırımlarının portföyünü yönetiyordu. 

 

Accor’a geçmesiyle birlikte Yiğit Sezgin’in sorumluluk alanı daha da genişledi. Dile kolay; Ortadoğu, Afrika, Güneydoğu Asya, Hint Okyanusu, Hindistan ve Türkiye bölgelerindeki 41 ülke, 42 marka ve 600’den fazla otelin marka, pazarlama, satış, gelir, dijital ve 6 milyon üyeden oluşan yaşam tarzı sadakat programını yönetiyor. 

 

Bu görkemli yelpazenin tam da merkezinde olan Yiğit Sezgin’le otelciliğin nereye doğru evrildiğini konuşmayı hep istiyordum. Çünkü onun söyleyecekleri otelciliğin yakın geleceğine ışık tutacak nitelikte.  

​

“LIFESTYLE IS THE NEW LUXURY DİYEBİLİRİZ”

 

Accor Grubu’nun çok ünlü zincir otelleri var. Ama bunların yanı sıra son yıllarda dünyaca ünlü lifestyle otel markalarına yönelip onlarla ortaklık yapmaya başladı ya da satın aldı. Mama Shelter, Delano, Mondrian, Faena, Ennismore markalarından The Hoxton gibi. Bu yönelim şuna mı işaret ediyor: Artık lifestyle’ı olan oteller mi ön planda? Talep bu yönde mi? 

 

Evet Onur, “Lifestyle is the new luxury” diyebiliriz! Tasarım, müzik, yeni lezzetler, yeni tecrübeler, eğlence ve sanatın bir araya geldiği, bulunduğu ülkenin DNA’sına uygun, lokal komüniteye hitap eden markalar artık revaçta. Yeni nesil ve trendleri takip eden herkes yeni tecrübe peşinde.