August 2023 | yuzu’s choice | Vol 10
english below
Pa.te.os
Sakin ve vahşi bir güzellik
words Onur Baştürk
photos João Guimarães & Francisco Nogueira
Sofia ve Miguel Charters, 15 yıl önce aldıkları bir yazlık evde arkadaşlarını ağırlamış ve o zamandan bugüne misafir ağırlamak en sevdikleri şeylerden biri haline gelmişti. İşte bu sayımızın “tasarım favorisi” olan Pa.te.os projesi bu tutkunun görkemli bir sonucu! Atlantik Okyanusu manzaralı dört evden oluşan proje Lizbon’a bir saat uzaklıkta, Alentejo kıyı şeridinde ve Melides köyüne beş kilometrelik mesafede.
Pa.te.os, sakin ve vahşi bir güzellik. Mantar meşeleri, çam ağaçları, zeytin ağaçları ve çilek ağaçlarından oluşan bir manzaranın içinde. Sofia ve Miguel tarafından geliştirilen üzüm bağı, bu pastoral manzarayı tamamlayan bir başka unsur.
Sadece 15 dakikalık bir araba yolculuğuyla Portekiz’in en büyük kumsal şeridine ulaşılan Pa.te.os için Sofia ve Miguel şöyle diyor: “Hiçbir gizli numara içermeyen Pa.te.os, gerçek bir duyusal deneyim sunmak amacıyla konfor ve işlevi göz ardı etmeden malzemelerin gerçekliğini yansıtıyor”.
MANUEL AIRES MATEUS ANLATIYOR
Sofia ve Miguel, Pa.te.os projesinde eskiyi taklit etmek yerine geleneği yeniden yorumlamayı istemiş. Nihayetinde, Portekiz’in güney bölgesindeki mimari projelerde yaygın olan Arap etkisiyle doğayla yakın teması en üst düzeye çıkaran veranda konseptini birleştirmişler. Bu vizyonlarını nitelikli bir pratiğe dökmesi için de aynı zamanda arkadaşları olan ünlü Portekizli mimar Manuel Aires Mateus’a başvurmuşlar. Elbette Manuel Aries Mateus’a projeyle ilgili sorularımız vardı. Şimdi söz onda...
Pa.te.os’u oluşturan ve bir sanat eseri gibi duran bu dört evde temel mimari yaklaşımınız neydi? Arazi ve doğa mı sizi yönlendirdi?
Evet, tüm tasarım doğadan yararlanıyor ve onunla bütünleşiyor. Bu dört ev, zamanla kaybolan harabeler gibi peyzajla bütünleşiyor. Bu formlar yapıların, yerleşik olanın, harabelerin ve sınırların hatıraları olarak ortaya çıkıyor. Sonuçta mekanlar her zaman benzersizdir. Dışa açılmaları ve farklı yaşam deneyimlerini korumaları ile ayırt edilirler.
Bu projede hedefiniz dış alanları içeriye kadar genişletmek miydi? Bu hedef bir bakıma veranda kavramına yeni bir bakış açısı olabilir mi?
Dört evin uyku alanları büyük bir mahremiyetle tasarlandı. Oturma odaları ise dış alanla güçlü bir ilişki içinde. İç mekanlar mantıksal bir süreklilik içinde daima dışarıya doğru uzanıyor. Her evin geniş bir ortak alana açılan kendi avlusu var. Ayrıca verandalara açılan manzaralı alanlar ve özel teraslı alanlar da yer alıyor. Misafirlerin hem farklı evler arasında ortak ilişki kurmasına hem de kendilerini mahrem alanlarda izole etmesine olanak tanındı.
DAHA BASİT EVLER, DAHA AZ YAPAYLIK
Evlerin havuzu da ayrı bir figür gibi. Bu form özellikle mi yapıldı?
Bu büyük yüzme havuzu evleri geometrik olarak birbirine bağlıyor. Dört ev suyun kendisinde birleşiyor. Çünkü su iklimde güçlü bir etkiye sahip ve bir şekilde her zaman arzulanan bir yer. Bu nedenle havuzu dört evi birleştirmek için kullandık.
Brüt beton ve ahşap, evin ana malzemeleri gibi görünüyor. Bu malzemeleri hangi kriterlere göre seçtiniz?
İlham, koku, renk, doku; kısacası tüm proje dağlar ve denizin peyzajla iç içe yaşama anlayışından yola çıkıyor. Kullanılan malzemelerin (gerçek ahşap, doğal brüt beton ve taş) bir amacı da samimiyet duygusunu vermek. Renk paleti ise yeryüzündeki malzemelerin doğal tonlarından oluşuyor.
Yaşadığımız alanlarda doğanın etkisini artık daha fazla hissetmek istiyoruz. Sizce gelecekte buna dair başka ne tür gelişmeler olacak?
Giderek daha fazla sadeliğe dönme ihtiyacı duyuyoruz. Bugün dünyanın mücadele ettiği sorunlar bunu anlamamıza neden oluyor. Bu sadece bir ihtiyaç değil, aynı zamanda dünyanın kalkınmasına dair bir katkı. Dünyadaki ağırlığımızı azaltmak için...
Yaşamı belirli şekillerde basitleştirmek gerekiyor: Daha basit evler, daha az altyapı, daha az teknoloji, daha az yapaylık, daha az eşyaya sahip olmak... Bugün hepimizin hissettiği yol bu.
Calm and wild beauty
Sofia and Miguel Charters hosted their friends in a summer house they bought
15 years ago, and hosting has become one of their favorite things ever since. The Pa.te.os project, the “design favorite” of this issue, is a glorious result of this passion! The project consists of four houses with views of the Atlantic Ocean one hour away from Lisbon, on the Alentejo coastline, and five kilometers away from the village of Melides.
Pa.te.os, a calm and wild beauty. In a landscape of cork oaks, pine trees, olive trees, and strawberry trees. The vineyard developed by Sofia and Miguel is another element that completes this pastoral landscape.
Sofia and Miguel tell about Pa.te.os, which is only a 15-minute drive to Portugal’s largest beach strip: “With no hidden tricks, Pa.te.os reflects the reality of materials without compromising comfort and function to offer a true sensory experience”.
MANUEL AIRES MATEUS TELLS
Sofia and Miguel preferred to reinterpret tradition instead of imitating the old in the Pa.te.os project. They ultimately combined the concept of the patio, which maximizes close contact with nature, with the Arabian influence common in architectural projects in the southern region of Portugal. In order to put these visions into qualified practice, they turned to their friend, the famous Portuguese architect Manuel Aires Mateus. We of course had questions for Manuel Aries Mateus about the project. He has the word now...
What was your basic architectural approach in these four houses that make up Pa.te.os and look like works of art? Did the land and nature guide you?
Yes, the whole design benefits from nature and integrates with it. These four houses integrate with the landscape like ruins disappear over time. These forms emerge as memories of structures, the inhabited, ruins, and borders. After all, places are always unique. They are distinguished by their openness and preservation of different life experiences.
Was your goal in this project to extend the exterior spaces to the interior? Might this goal, in a way, be a new way of looking at the concept of a patio?
The sleeping areas of the four houses were designed with great privacy. The living rooms, on the other hand, have a strong relationship with the exterior. The interiors always extend outward in a logical continuity. Each house has its own courtyard that opens onto a large common area. There are also scenic areas opening to verandas and areas with private terraces. Guests are allowed to establish a common relationship between different houses and to isolate themselves in private areas.
SIMPLER HOUSES, LESS ARTIFICIALITY
The pool of the houses are like separate figures. Was this form made on purpose?
This large swimming pool connects the houses geometrically. The four houses merge on the water itself. Because water has a strong influence on the climate and is somehow always a desirable place. That’s why we used the pool to connect the four houses.
Exposed concrete and wood seem to be the primary materials of the house. According to which criteria did you choose these materials?
Inspiration, smell, color, texture, in short, the whole project is based on the understanding that the mountains and the sea live together with the landscape. Another purpose of the materials used (real wood, natural exposed concrete and stone) is to give a sense of intimacy. The color palette consists of natural tones of earth materials.
More and more, we want to feel the impact of nature in the areas where we live. What other developments do you think will happen in this context in the future?
More and more we need to return to simplicity. The problems the world faces today make us understand this. This is not only a need, but also a contribution to the world’s development. To reduce our weight in the world...
It is necessary to simplify life in certain ways: simpler houses, less infrastructure, less technology, less artificiality, fewer possessions... That’s the way we all feel today.