top of page
Ocak 2021 | Art | Türkiye
YUZU Selections Vol - II
shopi go ART
Yazı | Onur Baştürk
Kolekta’yla ilkini gerçekleştirdiğimiz seçki serisinin ikincisine çok yeni bir sanat platformuyla devam ediyoruz: shopi go ART.
Bağımsız sanatçıların cesur işlerinin yer aldığı bu seçkiye dair platformun kreatif direktörü Murat Süter’in söylediklerini okumak isterseniz sizi bu linke alalım.
CHORUS OF BODY
KEREM DURUKAN
APRIL KEY
OĞULCAN KUŞ
MURAT ÖNEN
HİLMİ CAN ÖZDEMİR
ZEYNEP SEVERGE
OĞULCAN SÜRMELİ
YILMAZ ŞEN
MARAL TAŞKIRICI
BEGÜM YETİŞ
BEYZA YILDIRIM
ECEM YÜKSEL
CHORUS OF BODY
Resim // İsmet - 2020
Kâğıt üzerine yağlı boya
Chorus of Body, yüzsüz erkek bedenleri resmetmesiyle tanınan İstanbul merkezli bir ressamdır. Çalışmalarının bir kısmı, İngiltere'de 2019 yılında gerçekleştirilen karma bir sergide ilk defa yer aldı. Resim tutkusunun yanında fotoğraf ve edebiyat alanında da çalışmalar göstermektedir. 2018'den beri duygularını ifade etmek için yağlı boya darbelerini kullanarak yüzsüz bedenler üzerinde çalışmaktadır. Kendisi ve yakın çevresi tarafından çekilmiş fotoğrafları resmetmektedir. Fırçasıyla bulanıklaştırdığı suretler, izleyicinin gözünde daha esrarengiz bakışlara bürünmektedir. Çalışmalarının gizemli bir ifade kazanmasını sağlayan bu tarzına ek olarak, ‘’avuç içine sığacak kadar’’ tabiri ile küçük boyutlarda ürettiği resimleri, bir bakışta tüm tasarıma hâkim olma ve o hazzın en doruğuna ulaşma amacı gütmektedir. Diğer bir deyişle, resimlerinin odak noktası doğrudan vücutlar ve bıraktığı izlenimdir. Tüm bu çeşitlilik, renkler ve hazlar vücut korosunu oluşturmaktadır.
Kâğıt üzerine yağlı boya
Chorus of Body, yüzsüz erkek bedenleri resmetmesiyle tanınan İstanbul merkezli bir ressamdır. Çalışmalarının bir kısmı, İngiltere'de 2019 yılında gerçekleştirilen karma bir sergide ilk defa yer aldı. Resim tutkusunun yanında fotoğraf ve edebiyat alanında da çalışmalar göstermektedir. 2018'den beri duygularını ifade etmek için yağlı boya darbelerini kullanarak yüzsüz bedenler üzerinde çalışmaktadır. Kendisi ve yakın çevresi tarafından çekilmiş fotoğrafları resmetmektedir. Fırçasıyla bulanıklaştırdığı suretler, izleyicinin gözünde daha esrarengiz bakışlara bürünmektedir. Çalışmalarının gizemli bir ifade kazanmasını sağlayan bu tarzına ek olarak, ‘’avuç içine sığacak kadar’’ tabiri ile küçük boyutlarda ürettiği resimleri, bir bakışta tüm tasarıma hâkim olma ve o hazzın en doruğuna ulaşma amacı gütmektedir. Diğer bir deyişle, resimlerinin odak noktası doğrudan vücutlar ve bıraktığı izlenimdir. Tüm bu çeşitlilik, renkler ve hazlar vücut korosunu oluşturmaktadır.
KEREM DURUKAN
Resim // Trying to have an idea this time with Paul's persp, Tuval üzerine karışık teknik, 150 x 130 cm
Kerem Durukan (Afyon, 1987), ilkokul yıllarında gittiği Necmettin İren Atölyesi’nde sanat kariyerine ilk adımını attığından habersizdi. İlerleyen yıllarda, sanat öğrenimine Eskişehir Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi, Resim Bölümü’nde devam eden sanatçı, lisans eğitimini Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Endüstri Ürünleri Tasarımı Bölümü’nde 2008 yılında tamamladı. Sonrasında eğitimine aynı üniversitenin Grafik Tasarımı Bölümü’nde uzun yıllar devam etmiş olan Durukan, 2010-2011 döneminde Almanya’da bulunan Bauhaus-Universität Weimar’da Görsel İletişim Tasarımı ve Güncel Sanat öğrenimi gördü. Sanatçı, çeşitli kişisel ve karma sergilerde ve sanat-tasarım projelerinde yer aldı; birçok dergi, ajans ve tasarım ofisinde çalıştı. 2018 Bilkent Library Art Gallery’de davet üzerine gerçekleştirmiş olduğu serginin ardından kariyerini tam zamanlı bir sanatçı olarak sürdürmeye karar vererek hayatını buna adadı. Sanatçı şimdilerde, İstanbul’da yaşıyor ve çalışmalarını sürdürüyor.
Kerem Durukan (Afyon, 1987), ilkokul yıllarında gittiği Necmettin İren Atölyesi’nde sanat kariyerine ilk adımını attığından habersizdi. İlerleyen yıllarda, sanat öğrenimine Eskişehir Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi, Resim Bölümü’nde devam eden sanatçı, lisans eğitimini Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Endüstri Ürünleri Tasarımı Bölümü’nde 2008 yılında tamamladı. Sonrasında eğitimine aynı üniversitenin Grafik Tasarımı Bölümü’nde uzun yıllar devam etmiş olan Durukan, 2010-2011 döneminde Almanya’da bulunan Bauhaus-Universität Weimar’da Görsel İletişim Tasarımı ve Güncel Sanat öğrenimi gördü. Sanatçı, çeşitli kişisel ve karma sergilerde ve sanat-tasarım projelerinde yer aldı; birçok dergi, ajans ve tasarım ofisinde çalıştı. 2018 Bilkent Library Art Gallery’de davet üzerine gerçekleştirmiş olduğu serginin ardından kariyerini tam zamanlı bir sanatçı olarak sürdürmeye karar vererek hayatını buna adadı. Sanatçı şimdilerde, İstanbul’da yaşıyor ve çalışmalarını sürdürüyor.
APRIL KEY
Heykel // Harvey's Bar - 2019, Üfleme cam neon, 28 x 33 x 20 cm
Küçük yaştan beri üretmeye ve geliştirmeye meyilli bir sanatçı olan April Key (Edinburgh, 1991), yaratıcılığın sınır tanımadığı mimari ve tasarım dünyasına duyduğu ilgininin izinden giderek lisans eğitimini Edinburgh College of Art’ta İç Mekân Tasarımı Bölümü’nde 2013’te tamamladı. Mezuniyetinin ardından İstanbul’a taşınan sanatçı, burada önde gelen iç mimarlık firmalarıyla çalıştı, ta ki iki yıl önce yola etkileyici ve bir o kadar da sıra dışı aydınlatma tasarımları yaratmak üzere tek başına devam edene kadar.
April Key, etkileyici tasarımlarının yer aldığı Ocean Drive Collection’ı 2019 Milano Tasarım Haftası’nda izleyicilerle buluşturdu. Beğenilen işleri, Best of Isola Design District oyu alırken, Sothebys, Elle Décor UK ve Archipanic gibi önemli kurum ve yayınlardan da övgü topladı. Key, şimdilerde, Moda’daki atölyesinde markasını ve çalışmalarını geliştirmeyi sürdürürken, aynı zamanda birçok bağımsız projeyle de ilgileniyor.
Küçük yaştan beri üretmeye ve geliştirmeye meyilli bir sanatçı olan April Key (Edinburgh, 1991), yaratıcılığın sınır tanımadığı mimari ve tasarım dünyasına duyduğu ilgininin izinden giderek lisans eğitimini Edinburgh College of Art’ta İç Mekân Tasarımı Bölümü’nde 2013’te tamamladı. Mezuniyetinin ardından İstanbul’a taşınan sanatçı, burada önde gelen iç mimarlık firmalarıyla çalıştı, ta ki iki yıl önce yola etkileyici ve bir o kadar da sıra dışı aydınlatma tasarımları yaratmak üzere tek başına devam edene kadar.
April Key, etkileyici tasarımlarının yer aldığı Ocean Drive Collection’ı 2019 Milano Tasarım Haftası’nda izleyicilerle buluşturdu. Beğenilen işleri, Best of Isola Design District oyu alırken, Sothebys, Elle Décor UK ve Archipanic gibi önemli kurum ve yayınlardan da övgü topladı. Key, şimdilerde, Moda’daki atölyesinde markasını ve çalışmalarını geliştirmeyi sürdürürken, aynı zamanda birçok bağımsız projeyle de ilgileniyor.
OĞULCAN KUŞ
Resim // #18 - 2017, Ahşap panel üzerine akrilik boya, 20 x 20 cm
2011 yılında eğitimini almak üzere New York’a taşınan Oğulcan Kuş (İstanbul, 1993), Marymount Manhattan College’dan mezun oldu, lisans eğitimini ise Creative Media and Studio Art Bölümü’nde tamamladı. Kuş’un işleri akrilikten, heykele, ankostikten filme çeşitlilik gösteriyor. Postmodern estetiği Türk kimliği ve yakından analiz ettiği Amerika’nın popüler kültürü ile harmanlıyor. Sanatçı, şimdilerde çalışmalarını İstanbul’da sürdürüyor.
Oğulcan Kuş, deneyimlerini kayıt altına almak için üretiyor; bunu yaparken en basit ve mümkün olan en renkli yolu tercih ediyor. Eserlerine sadece fiziksel değil, rüyalar ya da soyut düşüncelerini de yansıtıyor. Desenlere, canlı renklere, bilinçaltıyla bağlantılı gizemli, merak uyandırıcı imgelerle yakından ilgileniyor. Bu imgeler, beyaz eldiven giymiş bir çift el kadar somut ya da bir grup renk kadar soyut olabiliyor. Fikirlerinin tamamının bilinçaltıyla bağlantılı olduğunu düşünen sanatçı, pratiği vasıtasıyla somut ve soyut olan arasındaki boşlukları doldurmayı görev ediniyor.
2011 yılında eğitimini almak üzere New York’a taşınan Oğulcan Kuş (İstanbul, 1993), Marymount Manhattan College’dan mezun oldu, lisans eğitimini ise Creative Media and Studio Art Bölümü’nde tamamladı. Kuş’un işleri akrilikten, heykele, ankostikten filme çeşitlilik gösteriyor. Postmodern estetiği Türk kimliği ve yakından analiz ettiği Amerika’nın popüler kültürü ile harmanlıyor. Sanatçı, şimdilerde çalışmalarını İstanbul’da sürdürüyor.
Oğulcan Kuş, deneyimlerini kayıt altına almak için üretiyor; bunu yaparken en basit ve mümkün olan en renkli yolu tercih ediyor. Eserlerine sadece fiziksel değil, rüyalar ya da soyut düşüncelerini de yansıtıyor. Desenlere, canlı renklere, bilinçaltıyla bağlantılı gizemli, merak uyandırıcı imgelerle yakından ilgileniyor. Bu imgeler, beyaz eldiven giymiş bir çift el kadar somut ya da bir grup renk kadar soyut olabiliyor. Fikirlerinin tamamının bilinçaltıyla bağlantılı olduğunu düşünen sanatçı, pratiği vasıtasıyla somut ve soyut olan arasındaki boşlukları doldurmayı görev ediniyor.
MURAT ÖNEN
Resim // Schwitze - 2016, Tuval üzerine yağlıboya, 60 x 80 cm
Murat Önen (İstanbul, 1993), eğitimine İstanbul Avni Akyol Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi’nin ardından Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nin Resim Bölümü’nde devam etti. Üniversitede geçen ilk yılının ardından 2012’de öğrenci değişim programı ile Almanya’da bulunan Dresden Güzel Sanatlar Akademisi’ne geçiş yapan sanatçı eğitimini burada tamamlayarak 2017’de diplomasını aldı.
Önen, kısa bir süre Leipzig’de bulunduktan sonra 2018’de misafir öğrenci olarak gittiği Düsseldorf Sanat Akademisi’ne kabul edildi. Sanatçı şimdilerde eğitimine Düsseldorf’ta akademinin Resim Bölümü’nde Yeşim Akdeniz’in öğrencisi olarak devam ediyor.
Murat Önen (İstanbul, 1993), eğitimine İstanbul Avni Akyol Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi’nin ardından Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nin Resim Bölümü’nde devam etti. Üniversitede geçen ilk yılının ardından 2012’de öğrenci değişim programı ile Almanya’da bulunan Dresden Güzel Sanatlar Akademisi’ne geçiş yapan sanatçı eğitimini burada tamamlayarak 2017’de diplomasını aldı.
Önen, kısa bir süre Leipzig’de bulunduktan sonra 2018’de misafir öğrenci olarak gittiği Düsseldorf Sanat Akademisi’ne kabul edildi. Sanatçı şimdilerde eğitimine Düsseldorf’ta akademinin Resim Bölümü’nde Yeşim Akdeniz’in öğrencisi olarak devam ediyor.
HİLMİ CAN ÖZDEMİR
Resim // 1943 - 2019, Tuval üzerine yağlıboya, 180 x 160 cm
Hilmi Can Özdemir (Eskişehir, 1995) eğitimini ilk olarak Eskişehir Atatürk Güzel Sanatlar Lisesi, ardından da Anadolu Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi, Resim Bölümü’nde aldı. 2018’de tamamladığı üniversite eğitimi boyunca çeşitli karma sergiler ve workshoplara katıldı.2019 yılında başladığı Anadolu Üniversitesi, Güzel Sanatlar Enstitüsü, Resim Bölümü’nde eğitimine devam ederken aynı zamanda üretimlerini Eskişehir'deki atölyesinde sürdürüyor.
Sanatçı eserlerini ortaya çıkartırken, anonim fotoğraflardan yola çıkıyor. Kartpostallar, tarihi görseller, aile ve şehir arşivleri birikimlerini oluşturuyor. Buluntu fotoğrafları, kendi hayal gücünün mahremiyeti içinde yorumlayarak, gerçeklik ile çarpıtılmış gerçeklik arasındaki ayrıma meydan okuyor. Fotoğraf ve resim arasındaki sınırları yıkmaya çalışıyor. Özdemir, sıradan buluntular ile ortaya çıkartılmış etkisi yaratan kompozisyonlarını aslında özenle seçiyor ve odağına aldığı kavramlarla beraber kadrajı yeniden kurguluyor. Resimlerini teknik ve kavramsal olarak salt gerçeklerden arındırmış bir şekilde, eserlerinde yeni bir anlam bütünlüğüyle oluşturuyor.
Tasfiyelerinde, bireyin farklı gerçeklikler teşkil ettiğini referans alarak eserlerinde ilk bakışta analiz edilemeyen kültürel ve toplumsal mesajlar, sembolik bir dille aktarıyor. Bu süreç doğrultusunda, her bir izleyici Özdemir’in eserlerini kendi yaşam deneyimleriyle birlikte toplumsal birikimlere ve kültürel kodlara göre yorumluyor...
Hilmi Can Özdemir (Eskişehir, 1995) eğitimini ilk olarak Eskişehir Atatürk Güzel Sanatlar Lisesi, ardından da Anadolu Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi, Resim Bölümü’nde aldı. 2018’de tamamladığı üniversite eğitimi boyunca çeşitli karma sergiler ve workshoplara katıldı.2019 yılında başladığı Anadolu Üniversitesi, Güzel Sanatlar Enstitüsü, Resim Bölümü’nde eğitimine devam ederken aynı zamanda üretimlerini Eskişehir'deki atölyesinde sürdürüyor.
Sanatçı eserlerini ortaya çıkartırken, anonim fotoğraflardan yola çıkıyor. Kartpostallar, tarihi görseller, aile ve şehir arşivleri birikimlerini oluşturuyor. Buluntu fotoğrafları, kendi hayal gücünün mahremiyeti içinde yorumlayarak, gerçeklik ile çarpıtılmış gerçeklik arasındaki ayrıma meydan okuyor. Fotoğraf ve resim arasındaki sınırları yıkmaya çalışıyor. Özdemir, sıradan buluntular ile ortaya çıkartılmış etkisi yaratan kompozisyonlarını aslında özenle seçiyor ve odağına aldığı kavramlarla beraber kadrajı yeniden kurguluyor. Resimlerini teknik ve kavramsal olarak salt gerçeklerden arındırmış bir şekilde, eserlerinde yeni bir anlam bütünlüğüyle oluşturuyor.
Tasfiyelerinde, bireyin farklı gerçeklikler teşkil ettiğini referans alarak eserlerinde ilk bakışta analiz edilemeyen kültürel ve toplumsal mesajlar, sembolik bir dille aktarıyor. Bu süreç doğrultusunda, her bir izleyici Özdemir’in eserlerini kendi yaşam deneyimleriyle birlikte toplumsal birikimlere ve kültürel kodlara göre yorumluyor...
ZEYNEP SEVERGE
Seramik // Zig Zag I Vase - 2020, Slip döküm ve bir araya getirilmiş sırlı seramik, 14 x 9 x 5 cm
Zeynep Severge (İstanbul, 1992), küçük yaşta başladığı ve profesyonel olarak sürdürdüğü kayak kariyerini bıraktıktan sonra lisans eğitimini İstanbul Bilgi Üniversitesi, Reklamcılık Bölümü’nde tamamladı. Bir süre eğitim aldığı alanda çalıştıktan sonra esas tutkusu olan endüstriyel tasarıma yöneldi; kendi atölyesini kurarak seramik üretimine yoğunlaştı. Sanatçı, İstanbul ve dünya çapında sergilerde yer aldı ve önemli koleksiyonlara dahil olmayı başardı.
2017'den beri devam ettirdiği Severj isimli markası ile Zeynep Severge, günlük kullanıma uygun, fonksiyonel seramik ve porselen koleksiyonlar üzerine Tophane’deki stüdyosunda çalışmayı sürdürüyor.
Zeynep Severge (İstanbul, 1992), küçük yaşta başladığı ve profesyonel olarak sürdürdüğü kayak kariyerini bıraktıktan sonra lisans eğitimini İstanbul Bilgi Üniversitesi, Reklamcılık Bölümü’nde tamamladı. Bir süre eğitim aldığı alanda çalıştıktan sonra esas tutkusu olan endüstriyel tasarıma yöneldi; kendi atölyesini kurarak seramik üretimine yoğunlaştı. Sanatçı, İstanbul ve dünya çapında sergilerde yer aldı ve önemli koleksiyonlara dahil olmayı başardı.
2017'den beri devam ettirdiği Severj isimli markası ile Zeynep Severge, günlük kullanıma uygun, fonksiyonel seramik ve porselen koleksiyonlar üzerine Tophane’deki stüdyosunda çalışmayı sürdürüyor.
OĞULCAN SÜRMELİ
Heykel // Prestij - 2018 Hazır nesne üzerine karışık teknik 90 x 62 x 50 cm
Oğulcan Sürmeli (Istanbul, 1995), çocuk yaştan itibaren resim pratikleri ile çevresini algılamanın derdindeydi. Dikkat eksikliği tanısı konduktan sonra bir süre psikolojik destek aldı. Ancak, sonradan anlaşıldı ki, sanatçı sadece olağan düzenin kendisini kalıba sokmasına izin vermiyordu. Lise yıllarında zihin ve davranış bağlantılarını araştırmaya başladı. Birçok yanıtı felsefe ile yorumlayabildiğini fark etti. Işık Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’ni burslu kazandı.
Çalışmalarında ''anlam'' üzerine pratiklerde bulunan sanatçı, bir süre sonra tuval ve boyanın kendisine yetmediğini düşünerek kavramsal bir zenginlik adımı attı. Tin ve gündelik yaşama dair kurduğu bağlantıların aktarımını hangi disiplin ile doğrudan aktarabileceğini düşündüyse o disiplinlerde teknik olarak uzmanlaşmaya başladı.
Sanatçı, mezun olduktan sonra sanat ile ilgili yazdığı bir yazı Art Unlimited'da yayınlandı; birçok karma sergiye ve proje katıldı. İlgi alanlarından biri olan psikolojiyi sanatla birleştirip, bazı klinik psikologlar ile birlikte çalıştı. Şimdilerde ise plastik sanatlar üretimine İstanbul'da devam ediyor.
Oğulcan Sürmeli’nin çeşitli üretimleri tinin dışavurumu olarak değerlendirilebilir. Bu bağlamda, insanın tanrısal yansımasından meydana gelen anlam kayıplarının incelenmesi sanatçı için temel bir konu. Sürmeli, tin ve gündelik yaşama dair kurduğu bağlantıları hangi disiplin ile doğrudan aktarabilecekse o disiplinlerde teknik olarak altyapıyı kuvvetlendiriyor. Böylece bulunduğu coğrafyanın yaşanmışlıklarını ve değerlerini kendi içinde öznelleştirip, metafor hale getirerek sanatsal değerlendirmeler oluşturmaktadır.
Bu doğrultuda çalışmalar incelendiğinde bir “şey” ile “özü” arasındaki ilişkinin, gördüğümüz bir imgenin neye benzediğini inceler. Yani çalışmalarda bulunabilecek anlam kaybının ortama adapte olarak varolması, ilk bakışta mutlu bir ütopyacı olarak görünen bir imgenin, ne kadar da absürt olduğunu ortaya koymaktadır. Böylece ütopya ve distopyanın aslında aynı şey olduğunu da bize yine anlam üzerinden göstermiş olur.
Oğulcan Sürmeli (Istanbul, 1995), çocuk yaştan itibaren resim pratikleri ile çevresini algılamanın derdindeydi. Dikkat eksikliği tanısı konduktan sonra bir süre psikolojik destek aldı. Ancak, sonradan anlaşıldı ki, sanatçı sadece olağan düzenin kendisini kalıba sokmasına izin vermiyordu. Lise yıllarında zihin ve davranış bağlantılarını araştırmaya başladı. Birçok yanıtı felsefe ile yorumlayabildiğini fark etti. Işık Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’ni burslu kazandı.
Çalışmalarında ''anlam'' üzerine pratiklerde bulunan sanatçı, bir süre sonra tuval ve boyanın kendisine yetmediğini düşünerek kavramsal bir zenginlik adımı attı. Tin ve gündelik yaşama dair kurduğu bağlantıların aktarımını hangi disiplin ile doğrudan aktarabileceğini düşündüyse o disiplinlerde teknik olarak uzmanlaşmaya başladı.
Sanatçı, mezun olduktan sonra sanat ile ilgili yazdığı bir yazı Art Unlimited'da yayınlandı; birçok karma sergiye ve proje katıldı. İlgi alanlarından biri olan psikolojiyi sanatla birleştirip, bazı klinik psikologlar ile birlikte çalıştı. Şimdilerde ise plastik sanatlar üretimine İstanbul'da devam ediyor.
Oğulcan Sürmeli’nin çeşitli üretimleri tinin dışavurumu olarak değerlendirilebilir. Bu bağlamda, insanın tanrısal yansımasından meydana gelen anlam kayıplarının incelenmesi sanatçı için temel bir konu. Sürmeli, tin ve gündelik yaşama dair kurduğu bağlantıları hangi disiplin ile doğrudan aktarabilecekse o disiplinlerde teknik olarak altyapıyı kuvvetlendiriyor. Böylece bulunduğu coğrafyanın yaşanmışlıklarını ve değerlerini kendi içinde öznelleştirip, metafor hale getirerek sanatsal değerlendirmeler oluşturmaktadır.
Bu doğrultuda çalışmalar incelendiğinde bir “şey” ile “özü” arasındaki ilişkinin, gördüğümüz bir imgenin neye benzediğini inceler. Yani çalışmalarda bulunabilecek anlam kaybının ortama adapte olarak varolması, ilk bakışta mutlu bir ütopyacı olarak görünen bir imgenin, ne kadar da absürt olduğunu ortaya koymaktadır. Böylece ütopya ve distopyanın aslında aynı şey olduğunu da bize yine anlam üzerinden göstermiş olur.
YILMAZ ŞEN
Gif // Face_Worm v2 - 2019, 3D animasyon video, 1920 x 1440 pixel
Yılmaz Şen(İstanbul, 1988)’in animasyon ve üç boyutlu tasarımlara olan ilgisi henüz Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nin Endüstri Ürünleri Tasarımı Bölümü’nde okurken başladı. Sanatçı, lisansını tamamladıktan sonra müzik festivalleri ve gece kulüpleri için sahne ve aydınlatma tasarımları yaparken bir yandan video jockey’lik yaptı.
2016 yılında Kopenhag’a yerleşen sanatçının, 2017’den beri odağında animasyon ve görsel efektler var. Şen, bugüne kadar bu alanda, Balenciaga, MTV ve Nike gibi markalarla çalıştı.
Yılmaz Şen, eserlerinde insan algısının subjektifliği ve alternatif gerçeklik konularını derinlemesine işliyor. Sanatçının eserlerinin temelini öngörülemezlik olgusu, gerçeklik algısı ve hareket tasarımı kavramları oluşturuyor.
Eserlerinin büyük bir bölümü hareketli görsellerde oluşuyor; üretim ve araştırma aşamalarında ise çoğunlukla dijital görselleştirme tekniklerine başvuruyor.
Yılmaz Şen(İstanbul, 1988)’in animasyon ve üç boyutlu tasarımlara olan ilgisi henüz Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nin Endüstri Ürünleri Tasarımı Bölümü’nde okurken başladı. Sanatçı, lisansını tamamladıktan sonra müzik festivalleri ve gece kulüpleri için sahne ve aydınlatma tasarımları yaparken bir yandan video jockey’lik yaptı.
2016 yılında Kopenhag’a yerleşen sanatçının, 2017’den beri odağında animasyon ve görsel efektler var. Şen, bugüne kadar bu alanda, Balenciaga, MTV ve Nike gibi markalarla çalıştı.
Yılmaz Şen, eserlerinde insan algısının subjektifliği ve alternatif gerçeklik konularını derinlemesine işliyor. Sanatçının eserlerinin temelini öngörülemezlik olgusu, gerçeklik algısı ve hareket tasarımı kavramları oluşturuyor.
Eserlerinin büyük bir bölümü hareketli görsellerde oluşuyor; üretim ve araştırma aşamalarında ise çoğunlukla dijital görselleştirme tekniklerine başvuruyor.
MARAL TAŞKIRICI
XYZ - 2019, Sırlanmış seramik
Maral Taşkırıcı (İstanbul, 1996), School of the Art Institute of Chicago’da ve devamında da NABA Milano’da Designed Objects eğitimi aldı. Disiplinlerarası bir pratiğe sahip olan sanatçının resimleri insanların rastgele bir oluşum, dizilim olarak gördüğü motiflere verdiği bütünsel bir tepkinin yansıması gibidir. Psychedelic bir soyutlaştırma sonucu oluşturduğu karmaşalar serisinde kaosun içindeki basitlik, deformasyonun içindeki harmoni öne çıkar. Seramik çalışmalarında ise kendine desenleri için yeni yüzeyler oluşturarak plastik pratiğini boyutlandırır. 2019 yılında Ambidexter’da ilk solo sergisi Lost on Venus’ü gerçekleştiren Maral, Mamut Art Project 2020 edisyonunda seramik çalışmalarından oluşan serisi Not Proud’u sergilemiştir.
Maral Taşkırıcı (İstanbul, 1996), School of the Art Institute of Chicago’da ve devamında da NABA Milano’da Designed Objects eğitimi aldı. Disiplinlerarası bir pratiğe sahip olan sanatçının resimleri insanların rastgele bir oluşum, dizilim olarak gördüğü motiflere verdiği bütünsel bir tepkinin yansıması gibidir. Psychedelic bir soyutlaştırma sonucu oluşturduğu karmaşalar serisinde kaosun içindeki basitlik, deformasyonun içindeki harmoni öne çıkar. Seramik çalışmalarında ise kendine desenleri için yeni yüzeyler oluşturarak plastik pratiğini boyutlandırır. 2019 yılında Ambidexter’da ilk solo sergisi Lost on Venus’ü gerçekleştiren Maral, Mamut Art Project 2020 edisyonunda seramik çalışmalarından oluşan serisi Not Proud’u sergilemiştir.
BEGÜM YETİŞ
Fotoğraf // Lulu - 2018, C Type baskı, Rulo - 50,8 x 35,5 cm
Begüm Yetiş (İstanbul, 1987), lisans eğitimini University of Southern California’nın Film Bölümü’nde ve İstanbul Bilgi Üniversitesi, Fotoğraf Bölümü’nde tamamladı. 2016 yılından beri Londra’da yaşayan ve çalışan sanatçı, moda sektöründeki çalışmalarının yanı sıra kişisel projelerini kimlik ve cinsellik üzerine geliştiriyor. Sanatçı ilk kişisel sergisini 2018 yılında Londra, Doomed Galeri’de gerçekleştirdi.
Vücut geliştirme dergileri ve punk posterlerinden esinlenen, farklı kültür, yaş ve ırklardan insanları fotoğraflayan Begüm Yetiş, insan vücudunun dürüst, kendinden emin ve cesur hallerini öne çıkarıyor. Sanatçı, beden, cinsellik ve cinsiyet üzerine yaptığı çalışmaları ile günümüzün çağdaş erotik kavramlarına vurgu yapan işler üretmeye devam ediyor.
Begüm Yetiş (İstanbul, 1987), lisans eğitimini University of Southern California’nın Film Bölümü’nde ve İstanbul Bilgi Üniversitesi, Fotoğraf Bölümü’nde tamamladı. 2016 yılından beri Londra’da yaşayan ve çalışan sanatçı, moda sektöründeki çalışmalarının yanı sıra kişisel projelerini kimlik ve cinsellik üzerine geliştiriyor. Sanatçı ilk kişisel sergisini 2018 yılında Londra, Doomed Galeri’de gerçekleştirdi.
Vücut geliştirme dergileri ve punk posterlerinden esinlenen, farklı kültür, yaş ve ırklardan insanları fotoğraflayan Begüm Yetiş, insan vücudunun dürüst, kendinden emin ve cesur hallerini öne çıkarıyor. Sanatçı, beden, cinsellik ve cinsiyet üzerine yaptığı çalışmaları ile günümüzün çağdaş erotik kavramlarına vurgu yapan işler üretmeye devam ediyor.
BEYZA YILDIRIM
Fotoğraf // Alev ruhu sarıyor, geliyor kalbe yakın IV - 2019, Fine Art baskı, Rulo - 60 x 40 cm
İstanbul’da yaşayan ve odağına görsel sanatları alan fotoğrafçı Beyza Yıldırım (İstanbul, 1992), uzunca bir süre, 2012 ile 2020 arasında, projelerinin çoğunu hayata geçirme fırsatı bulduğu Londra’da yaşadı. Lisans eğitimini 2016’da, University of the Arts London, London College of Communication’da Fotoğraf Bölümü’nde, final projesiyle Michael Wilson Award'u kazanarak tamamladı. Mezun olduktan sonra yola sanat ve fotoğrafla devam eden Yıldırım’ın işleri, ağırlıklı olarak moda ve portre fotoğraflarından oluşuyor. Kariyeri boyunca, çeşitli projelerde farklı alanlardan birçok sanatçı ve yaratıcı isimle iş birliği yapan sanatçı, Vogue, Dazed, Beauty Papers gibi sektörün önden gelen dergileri ve dahasıyla çalışma fırsatı buldu.
Fotoğraf sanatının dinamik yapısının izleyiciyle iletişim kurduğuna inanan sanatçı, estetik değerlerini fotoğrafladıkları aracılığıyla aktarmayı hedefliyor. Şimdilerdeyse, bir yandan kişisel projelerine odaklanırken bir yandan da markalara özel fotoğraf çekimleri yapıyor.
İstanbul’da yaşayan ve odağına görsel sanatları alan fotoğrafçı Beyza Yıldırım (İstanbul, 1992), uzunca bir süre, 2012 ile 2020 arasında, projelerinin çoğunu hayata geçirme fırsatı bulduğu Londra’da yaşadı. Lisans eğitimini 2016’da, University of the Arts London, London College of Communication’da Fotoğraf Bölümü’nde, final projesiyle Michael Wilson Award'u kazanarak tamamladı. Mezun olduktan sonra yola sanat ve fotoğrafla devam eden Yıldırım’ın işleri, ağırlıklı olarak moda ve portre fotoğraflarından oluşuyor. Kariyeri boyunca, çeşitli projelerde farklı alanlardan birçok sanatçı ve yaratıcı isimle iş birliği yapan sanatçı, Vogue, Dazed, Beauty Papers gibi sektörün önden gelen dergileri ve dahasıyla çalışma fırsatı buldu.
Fotoğraf sanatının dinamik yapısının izleyiciyle iletişim kurduğuna inanan sanatçı, estetik değerlerini fotoğrafladıkları aracılığıyla aktarmayı hedefliyor. Şimdilerdeyse, bir yandan kişisel projelerine odaklanırken bir yandan da markalara özel fotoğraf çekimleri yapıyor.
ECEM YÜKSEL
Resim // Büyük Umutlar - 2017, Tuval üzerine yağlıboya, 73 x 98 cm
2008’de Kocaeli Güzel Sanatlar Lisesi’nden mezun olan Ecem Yüksel (Zonguldak, 1989), lisans eğitimini Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nin Resim bölümünde aldı. 2016 yılında eğitimini tamamlayan sanatçı, Türkiye’de ve yurt dışında gerçekleşen çeşitli sergi ve sanat fuarlarında yer aldı.
2019’da çizimlerinin yer aldığı ilk kitabı Fan Page’in, ilki düzenlenen border_less Art Book Days'de gösterimini yaptı. Yasemin Yasu ile hazırladığı ikinci kitap Cat Days ise 2019 yılında çıktı, sanat tutkunlarıyla Torino’da organize edilen Flat Art Book Fair’da buluştu. Kitap, bu yıl Tasarım Bakkalı’nın organize ettiği bir lansmanla da İstanbul’da tanıtıldı.
2008’de Kocaeli Güzel Sanatlar Lisesi’nden mezun olan Ecem Yüksel (Zonguldak, 1989), lisans eğitimini Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nin Resim bölümünde aldı. 2016 yılında eğitimini tamamlayan sanatçı, Türkiye’de ve yurt dışında gerçekleşen çeşitli sergi ve sanat fuarlarında yer aldı.
2019’da çizimlerinin yer aldığı ilk kitabı Fan Page’in, ilki düzenlenen border_less Art Book Days'de gösterimini yaptı. Yasemin Yasu ile hazırladığı ikinci kitap Cat Days ise 2019 yılında çıktı, sanat tutkunlarıyla Torino’da organize edilen Flat Art Book Fair’da buluştu. Kitap, bu yıl Tasarım Bakkalı’nın organize ettiği bir lansmanla da İstanbul’da tanıtıldı.
bottom of page