Şubat 2022 | Seyahat | Suudi Arabistan
Dev projelerle Dubai’yi geçebilir mi?
SUUDİ ARABİSTAN
Yazı | Oktay Tutuş
Suudi Arabistan tatile gidilebilecek bir yer olarak zihinlerde yer etmiş değil. Ama çok yakında işin bu boyutu da gerçekleşmiş olacak. Çünkü Suudi Arabistan onu tanımladığımız ya da bildiğimiz tüm kalıpların altından üstünden çıkarak kendine bambaşka bir yol çiziyor.
Sürdürülebilirlik ve karbon emisyonu sıfır bir yapılaşma anlayışıyla, ülkenin uçsuz bucaksız çöllerinde, Kızıldeniz kıyısındaki el değmemiş sahil şeridinde, hemen açığındaki adalarda ve eskiden petrol çıkartmak için kullanılmış platformlarda hali hazırda yapılmakta olan dev projelerle çılgın bir gelecek vizyonu ortaya koyuyorlar. Tüm bunları yaptıran şey ise belli: Petrolün bağımlısı olmaktan uzaklaşma hedefi.
KAYALIKLARA OYULAN DEV OTEL
Şu anda konuşulan en yeni projelerden biri ünlü mimar Jean Nouvel’e ait. Sharaan Doğal Koruma Bölgesi içindeki Alula’da yer alan ve UNESCO Dünya Mirası Hegra’ya yakın konumlanacak bir kaya tasarladı Nouvel. Kaya diyorum, çünkü Sharaan Resort devasa bir kayalığın içine oyularak yapılıyor! Duvarları, balkonları, pencereleri, tabanı ve tavanı kızıl kayalıklardan oluşacak Sharaan Resort, dünyanın en lüks otellerinden biri olmaya aday.
Bölgenin bozulmamış oluşu Nouvel’i çok etkilemiş. O da etkileyici bir mimari eser bırakmaya karar vermiş. Projenin bitmesine ise sadece bir yıl kaldı.
KENGO KUMA’NIN KIZILDENİZ’DEKİ PROJESİ
Sadelik ve fonksiyonellik ustası Kengo Kuma da diğer bir Suudi Arabistan projesinin başında. O da Kızıldeniz’in üzerine villalar yapıyor. Çünkü Kraliyet ailesi bugüne dek neredeyse ayak basılmamış ve turizmle kirlenmemiş ülkenin Kızıldeniz kıyısını turizm ve yerleşime açmak istiyor. 2030’da tamamlanacak bu lüks tatil beldesini, kendi kendine yetebilen yapılardan oluşan devasa bir kıyı köyü olarak düşünün.
Kengo Kuma bu projenin 22 adasından biri olan Ummahat Alshaykh üzerinde bir dizi lüks villa ve diğer binaların tasarımıyla bir süredir meşgul. Kuma, kendisinden bekleneceği üzere bu Maldivler’i andıran yerde tuz ve suya dayanıklı Accoya ağacı kullanacak.
Şu anda “Hotel 11” olarak bilinen projenin en etkileyici kısmını ise Designboom’a verdiği röportajda şöyle açıklıyor Kuma: “Bir çöl adasında deneyimlenebilecek en güzel şey, gökyüzünü gece görmek. Bu nedenle adanın tamamında ışık kirliliğini önlemek için sadece düşük şiddetli aydınlatma kullanılmasını önerdik. Projenin kendisi bölgedeki en büyük, sertifikalı, karanlık gökyüzü rezervi”.