top of page
5.JPG

February 2023 | People

TR BELOW

BEGÜM KIROĞLU and the WORLD of BEGÜM KHAN

Words Oktay Tutuş

Portrait Photos YUZU MEDIA

Begüm Kıroğlu has been creating bold, dazzling, and unconventional jewelry for nearly a decade under her brand, Begüm Khan. Drawing inspiration from everyday objects and creatures, her designs feature signature motifs like turtles, insects, flies, and eyes, which have become her hallmark. Founded in China, the brand first gained traction there before expanding globally. “The animals I work with don’t really fit the classic definition of beauty,” says Begüm, inviting us into her vibrant universe with sparkling colors and a touch of transparency.

I remember the early days when you were designing cufflinks. It hasn’t been that long, has it?

That’s right, I started with cufflinks. I founded the brand in 2012, so it’s been nine years.

 

How has your brand evolved since then?

Organically! To be honest, I didn’t have a business or product plan in the beginning. At the time, I was living and working in Shanghai, China. It all started with a simple search for a cufflink for my brother. I couldn’t find anything that matched my vision—a timeless cufflink that could be worn 30-40 years later as a wedding gift, but also felt contemporary and relevant. Without realizing it, this search laid the foundation for my brand’s DNA.

If you look at my products, they’re designs that could easily fit 50 years ago, 50 years from now, or even today.

Your design philosophy hasn’t changed, has it? Do you still draw most of your inspiration from nature?

It hasn’t changed. Even back in the cufflink days, I was already shaping my brand’s identity. Back then, I used turtles, insects, flies, golden spheres, and eyes in my designs. I’ve never strayed from those elements—they’re my brand’s signature. When people buy my jewelry for the first time, they usually go for these iconic pieces.

A UNIQUE PERSPECTIVE ON NATURE

Many designers look to nature for inspiration, yet your designs stand out. What sets them apart?

Every designer’s background, experiences, and emotional state are different. My perspective on nature is different too. The animals I work with don’t align with conventional notions of beauty—they’re creatures that captivate me more. When I look to nature, the first things I gravitate toward are these animals and insects. To me, they’re beautiful, and I enjoy highlighting that.

Can you tell us a bit about your world? What’s it like?

I’d say my world is a lot like the world of insects. They’re delicate, yet incredibly resilient—they’ve survived millions of years. I relate to this contrast. Sometimes, I can be quite emotional and easily affected, but other times, my tough exterior makes me unshakable.

PROVING MY PREDICTIONS ABOUT CHINA RIGHT

Living in different cities must have been a source of inspiration. What aspects of these places influenced you the most?

I lived in Shanghai for 6.5 years and started my brand there during a period of rapid growth in China. Imagine being surrounded by young, innovative minds open to new ideas and entrepreneurship. Entrepreneurs, artists, bankers—we were all building something together, constantly influencing one another. Ten years ago, no idea seemed too crazy or unfeasible in China, and people supported you in pursuing it. That mindset had a huge impact on me. I started with a very small budget, and being in China gave me a significant advantage. I produced my pieces in Istanbul and sold them in China. My master’s thesis was about luxury in China, and I predicted that Chinese consumers would eventually shift from mass-produced goods to more artistic creations. I was right, and that’s part of why I succeeded.

What made you return to Istanbul?

As the business grew, I decided to move back because my production was based here. I started with a small office in Kanlıca and later moved to our Nişantaşı boutique, which also serves as a showroom.

If you had to describe each city you’ve lived in with one word, what would they be?

Shanghai: mysterious
Paris: beautiful
Istanbul: surprising
Milan: flirtatious

Begüm Kıroğlu yaklaşık 10 yıl önce kurduğu markası Begüm Khan’la hepimizin tanıdığı varlıkları, objeleri kullanarak cesur, parıltılı ve alışılmadık takılar tasarlıyor. Markasını Çin'de kurup ilk önce oradan dünyaya açılan Begüm; imzası haline gelen kaplumbağalar, böcekler, sinekler ve gözleri takılarında kullanmaktan asla vazgeçmiyor. “Benim çalıştığım hayvanlar klasik güzellik anlayışına pek uymuyor” diyen Begüm Kıroğlu,  şeffaf bir şekilde kapısını araladığı kendi evreninden parıltılı renklerle huzurunuzda…

 

Sizi sadece kol düğmeleri tasarladığınız dönemden hatırlıyorum. O günden bugüne markanız nasıl gelişti?

 

Organik bir şekilde! Aslına bakarsanız başlarda bir iş ya da ürün planım yoktu. O sıralar Çin’de, Shanghai’da yaşıyor ve çalışıyordum. Bütün mesele abime kol düğmesi aramamla çıktı. Bir türlü hayalimdeki gibi bir kol düğmesi bulamadım. Hayalimdeki kol düğmesi zamansız olmalıydı. Çünkü düğün hediyesi olacaktı ve 30-40 sene sonra bile takılabilecek bir şey istiyordum. Aynı zamanda çağdaş ve bugüne ait olmalıydı. Abime böyle bir arayış içinde olmam, fark etmeden bugünkü markamın DNA'sını da oluşturmuş aslında. Benim ürünlerime bakarsanız, 50 sene öncesinde de, bundan 50 sene sonrasında da ve bugün için de geçerli tasarımlar olduklarını görürsünüz. Tasarım anlayışınızda bir değişiklik yok değil mi? En çok ilhamı hâla doğadan alıyorsunuz? Değişmedi. Ama kol düğmelerinden bugünkü markamın kimliğini oluşturmuşum. O zaman kaplumbağalar, böcekler, sinekler, altın toplar ve gözler kullanıyordum kol düğmesi tasarımlarımda. Bunlardan vazgeçmedim. Markamın alametifarikası diyebilirim.

 

DOĞAYA BAKIŞ AÇIM FARKLI

 

Tasarımlarınız çoğu insanın ilhamı ilk aradığı yerden, yani doğadan ilham alıyorken, onları diğer tasarımlardan/tasarımcılardan farklı kılmayı nasıl başarıyorsunuz?

 

Her tasarımcının geçmişi, altyapısı ve duygusal durumu aynı değil. Her biri diğerinden farklı şekilde alıyor ilhamını. Ayrıca doğaya bakış açım farklı. Benim çalıştığım hayvanlar klasik güzellik anlayışına pek uymuyor. Onlar beni daha çekiyor. Doğadan seçtiğim ilk şey bu hayvanlar ve böcekler oluyor. Benim için çok güzeller ve bunun altını çizmeyi seviyorum. Aslında benim dünyam da böceklerin dünyası gibi diyebilirim. Böcekler narindir ve çoğu insan için kolayca öldürülebilir bir yapıları vardır. Bir yandan da çok güçlüdürler. Milyonlarca yıldır süregeldikleri için… Ben de böyle bir kontrasta sahibim. Bazen duygusal olduğum için çabuk kırılabiliyorum. Ancak bazen de sert kabuğumdan dolayı hiçbir şey işlemiyor!

 

ÇİN’E DAİR ÖNGÖRÜMDE HAKLI ÇIKTIM

 

Farklı şehirlerde yaşamak size ilham vermiş olmalı. Bulunduğunuz şehirlerin en çok neleri sizi etkiledi?

 

Shanghai’da 6.5 yıl yaşadım. Markamı da orada başlattım. Tam da Çin'in çok gelişmeye başladığı zamanlardı. Yeniliğe ve girişimciliğe açık genç beyinlerle çevrilisiniz diye düşünün. Bütün girişimciler, sanatçılar, bankacılar hep beraberdik ve hepimiz iş kuruyorduk. 10 yıl önce Çin'de aklınıza gelen hiçbir iş fikri saçma ya da tutmaz olarak düşünülmüyordu. Bu beni çok etkilemişti. Ürünlerimi İstanbul'da üretip Çin'de satmaya başladım. Sonra büyük zincir mağazalara satışlar derken, markam Asya'dan yayılmaya başladı.

 

Master tezim Çin'de lüks üzerineydi ve yakın gelecekte Çinliler’in milyonlarca üretilen şeyler yerine daha artistik olana yöneleceğini öngörebiliyordum. Haklı da çıktım. Sonuçta başarılı oldum. 

bottom of page