Aralık 2020 | Seyahat | Fas
Bir pandemi seyahati: Amanjena
Yazı | Özlem Avcıoğlu
Aslında çok seviniyordum, THY Marakeş’e direkt uçuş koydu diye. Ancak kasım ayında pandemi nedeniyle uçuşlar iptal oldu. Yolcu azlığından dolayı. Yine de yılmadım! Daha önce yaptığımız gibi Kazablanka’ya uçmak zorunda kaldık.
Baştan belirteyim: Fas olayı çok sıkı tutuyor. PCR testi ve kalacağınız otelden alınan davetiyeyle ülkeye girebiliyorsunuz. Başka türlü çok zor.
20 HEKTARLIK BAHÇENİN İÇİNDE
İstanbul-Kazablanka uçuşu 5 saat. Havalimanına indiğimizde beş gün boyunca konaklayacağımız Amanjena Oteli bizi kendi arabasıyla aldırdı ve 2 saat 15 dakika süren yolculuktan sonra cennete ulaştık. Pandemi yüzünden bir süre kapalıydı Amanjena. 15 Ekimde kapılarını yeniden açıp misafir kabul etmeye başladı.
Arap-Endülüs mimari tarzını benimsemiş, kırmızı ve toprak tonlarını bolca kullanmış Amanjena, 20 hektarlık bir bahçenin içinde. Bu dev alanda otel binası, spa, 40 adet pavilion ve ‘maison’ dedikleri iki katlı villaların haricinde dev havuz ve göletler var. Amanjena, 12. yüzyıldan kalma Menara bahçelerinde yer aldığı için sayısız palmiye ve zeytin ağaçlarının bulunduğu, gün boyu kuş seslerinin duyulduğu hakiki bir cennet. Hele şu gri havalarda eve kapandığımız dönemde buraya gelmek bana çok çok iyi geldi!
NEDEN ORADA KALDIM?
Pavilion ve maison’ların kendine ait bahçesi ve özel havuzu da var. Bizim maison’umuz toplam 300 metrekare ve iki kattan oluşuyordu. Ayrıca büyük bir avlusu ve ortasındaki ısıtılmış havuzu da düşünürseniz, ambiyans rüya gibiydi. Otelin ayrıca 50 metre uzunluğunda, herkesin kullanımına açık kendi havuzu olduğunu da belirteyim.
Amanjena’da konaklamak isteyişimin iki nedeni var: İlki ‘Amanjunkie’ oluşum! Dünyadaki Aman’ları gezenlere, sürekli Aman’larda konaklayanlara verilen bir isim bu. İkincisi de pandemi sırasında konaklamak için en güvenilir markalardan biri Aman.
ÇÖLDEKİ BİR GÜNLÜK ‘GLAMPING’ DENEYİMİ
Marakeş’e aslında bu dördüncü ziyaretim, ama hiç çöle gitmemiştim.
Amanjena bizim için çölde bir gün düzenledi. İnanılmazdı, çünkü sadece iki kişi için Marakeş’e bir saat uzaklıktaki Agafay Çölü’ne ‘glamping’ kurdular! Özel olarak getirtilen palmiyeler, çöl renklerine uygun çadır, ateş çevresine koyulan hasır halılar, çok şık oturma takımları, ekmek yapılan taş fırın, yerel yemek ‘tajine’in piştiği kömür ateşi… Kısacası her şey mükemmeldi, çok iyi düşünülmüştü. Sabahtan akşama kadar tüm günümüzü bu şık kampta, Agafay Çölü’nün sonsuzluğuna bakarak geçirdik.
UNUTMADAN
Marakeş’le ilgili daha detaylı bir rehbere ihtiyaç duyarsanız, Yuzu’ya daha önce yazdığım Marakeş yazısını okumak için tıklayın!