Mart 2021 | Art | İtalya
Botticelli ve 550 yıllık mirası
Yazı | Burak Demirkaya
Sandro Botticelli’nin “Madalyon Tutan Genç Adam” tablosu bir ay önce Sotheby’s New York’ta 92 milyon dolara satılarak rekor kırmıştı. Şimdiye kadar satılan en pahalı ‘ikinci eski usta resmi’ olan tablonun yeni sahibinin Rus bir alıcı olduğu söyleniyor. Oysa Botticelli’nin bu tablosu biçimsel nedenlerden dolayı uzun süre boyunca ilgi çekmemiş, tablo 18. yüzyıl sonlarına kadar Gallerli bir lordun köşkünün duvarını süslemişti.
O zamana dek tablodan en cok etkilenen kişi lordun evine on iki yaşında ikinci eş olarak taşınan tiyatro sanatçısı Maria Chiappini’ydi. Londralı tüccar Frank Sabine ile Newborough Lordu arasında geçen bir anekdota göre tablonun değerinin o yıllarda Jean Baptiste Greuze’nin herhangi bir tablosunun kopyası kadar bile olamayacağından bahsedilmişti!
Yıllar sonra Londralı tüccar Frank Sabin’in Sir Thomas Merton’a sattığı tablo, varisleri tarafından 1982 yılında Christie’s’de 810 bin sterlin karşılığı müzayedeye çıkarılarak el değiştirmişti.
Son on yıldır ismi bilinmeyen Amerikalı sahibi tarafından birkaç kez ünlü müzayede evlerine ödünç verilen ve İtalyan sanatçının en iyi korunmuş bir düzine eseri arasında gösterilen tablo, sonunda Sotheby’s müzayede evinin New York’tan online olarak düzenlediği müzayedede komisyonlar dahil tam 92 milyon dolara alıcı buldu.
KÜÇÜK FİCİ YA DA BOTTICELLI
Son yıllarda müzayedelerde eserlerinin adını daha sık duyduğumuz İtalyan ressam Sandra Botticelli’nin hayatıyla ilgili fazla bilgi mevcut değil. Bildiğimiz en önemli şey, 1445 yılında dünyaya gelen Botticelli’nin Ortaçağ karanlığından Rönesans’a geçişte en etkili ressamlardan biri olduğu…
Asıl adı Alessandro di Mariano di Vanni Filpepi olan ressama kendisinden yaşça büyük dört abisinden birinin “küçük fici” anlamına gelen Botticelli takma adını verdiği söyleniyor.
Floransa’da yaşayan Botticelli’nin hayatı Lorenzo de Medici’nin ölümü ve Fransa Kralı VII Charles’ın şehri işgalinden sonra önemli ölçüde değişti. Bu dönemde Floransa toplumunun ahlakını eleştiren Savanarola adlı bir keşiş, kent üzerinde önemli etkiler yaratmaya başlamıştı bile. Bu dini yönlendirmeler sonucu çıkan yangınlarda Botticelli’nin baş yapıtlarından “Prinavera” ve “Venüsün Doğuşu” yanmaktan son anda kurtarıldı. Ancak hâlâ ne kadar eserin tahrip edildiği kesin olarak bilinmiyor.
Floransa arşivlerine göre 1502 yılında Botticelli’nin gay olduğuna dair spekülasyonlar başlatılmış. Ama sanat tarihçileri o yıllarda cinsel yönelimlerin yaygın bir hakaret biçimi olarak kullanılmasından dolayı kesin bir kanıya varabilmiş değil.