Şubat 2021 | Art | Türkiye
Olağanüstü denklikler, ince benzerlikler
Yazı | Alp Tekin
Farklı jenerasyonlardan iki sanatçı. 1962’li Alp İşmen ve 1992’li Yüksel Dal. İkisi bu haftadan itibaren aynı sergide buluşuyor. Mixer’deki “Olağanüstü denklikler, ince benzerlikler” sergisinde.
Sergi adını Umberto Eco’nun Foucault Sarkacı romanından almış. Her şeyden önce, serginin sinema filmi ismi gibi duran uzun adına vurulduğumu itiraf etmem gerek. Bu uzun sergi isminin anlamı ise şu: İlk başta görünenin değil, daha derine inildikçe fark edilenin izini sürmek ve tabii iki farklı sanatçının işlerindeki birbirine eş ince detayları keşfetmeye çalışmak…
Denklik ise şuradan kaynaklanıyor: İki sanatçı da pratiğini kalem ve kâğıtla yapmayı yeğliyor. Mürekkep her ikisi için de vazgeçilmez bir deneyim alanı.
Alp İşmen’in çalışmalarına hayran olup işlerini yakından takip edenler için aslında bu sergi şunu da sağlıyor: Bonus olarak yeni bir sanatçı ve dünyasını keşfetme şansı. Bu nedenle yeni bir sanatçıyla yan yana aynı sergide yer alması İşmen’in mütevazı tavrı diyebiliriz.
KAFATASI O KADAR GÜZEL Kİ…
Yeni sergideki işlerinde de insan ve hayvan iskeletlerine sıkça rastladığımız Alp İşmen, bu konuyla ilgili bir röportajında şöyle diyor: “Şu işleyen mükemmel organizmayı ayakta tutan kemikler ve ona hareket katan beynin korunduğu kafatası o kadar güzel ki… Sanat tarihi boyunca da bir sürü anlam yüklenmiş. Çünkü gizemli ve ürkütücü”.
O zaman, iki sanatçının dünyasından çıkma gizemli desenlere sahip bu serginin son kullanma tarihini de verelim: 3 nisan.