
Aralık 2020 | Art | Türkiye
Yuzu Top 10 Yükselenler - Art 2020
Bu yıl düzenlenen sanat organizasyonlarında eserleri ilk kez sergilenen ya da ilk kişisel sergileriyle dikkat çeken, ilk adımlarını atan, yani parlayanlar… Kısacası, sanatta yeni yükselenler.
(Listeye katkıda bulunanlar: CI Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Rabia Bakıcı Güreli, BASE kurucularından İdil Berkant ve Aslı Boduroğlu, Mamut Art Project kurucusu ve direktörü Seren Kohen Ojalvo, Yuzu Yayın Yönetmeni Onur Baştürk).
Selin Türkü Birben - a.k.a “Cosmicnutz”
(Mamut Art Project 2020)
Herhangi bir eskiz yapmadan, deneyimlerini doğrudan çalışmalarına aktarıyor. Onu derinden etkilemiş kişileri etrafındaki nesnelerle birleştirerek yeni bir dünya oluşturuyor. Duygularını en katıksız haliyle aktarabilmek için çalışmalarındaki karakterleri tüm çıplaklığıyla sergilemeyi tercih ediyor. “Cosmicnutz”ın işleri, sahip olduğu optik renk yanılsaması nedeniyle monokrom bir renk paleti sunuyor.
Rabia Kalyoncuoğlu
(Avlu Bebek / Ocak 2020 - Ferda Art Platform / Ekim 2020)
Eserlerinde kültürel ve toplumsal farklılaşmaların daha küçük ölçeklerde hissedilen yansımaları üzerine bir düzenleme sunuyor. Bu amaçla geleneksel malzemelere modern bir yorum katarak yeniden yapılandırıyor. Çeyizlik kumaşların üzerine çizdiği görsellerle unutulmuş ve sandıklarda yıllardır bozulmaya bırakılmış malzemeleri değerlendiriyor. Geçmişi ve şimdiyi aynı malzemede bir araya getirmeyi amaçlıyor.
Emre Evcimen
(Base 2020)
Çalışmalarında dış koşulların gerçekliğiyle beklentilerimiz arasındaki uyumsuzluğu araştırıyor. İlgilendiği temayı seriler halinde ele alıp belirli durumlar üzerinden romantik bir yaklaşımla anlatımcı parçalar oluşturuyor.

Cihan Öncü
(Mamut Art Project 2020)
İç dünyasının bir yansıması olan, yalın bir görsel estetiğin baskın olduğu fotoğrafları, gündelik hayatta sıkça kullanılan ya da karşımıza çıkan nesnelerin başrol oynadığı domestik kareler… Özgün bir renk paletine sahip fotoğrafların neredeyse her biri, hareketin dondurulduğu bir ana işaret ediyor. İzleyici oyuncak trenin sesli hareketini, katlanan kâğıdın hışırtısını, çiğnenen lokumun sesini duyabiliyor.
Erdem Barışık
(Mamut Art Project 2020)
İnsanlığın diğer yaşam formlarına saygı duymadan doğal çevreyi istila ederek ele geçirme çabasını, kâğıt üzerine kalem gibi sade bir teknikle, ama zengin bir görsellikle betimliyor. Ortaya çıkan yarı soyut kentsel manzaralar, çok yoğun dokuları, üst üste binmiş formları ve monokromluklarıyla izleyiciyi neredeyse hipnotize ederek kendine çekiyor.
Tuğba Akça
(Base 2020)
İçinde bulunduğumuz tüketim toplumunda ihtiyaçlarımızı karşılamaktan çıkıp tükettikçe “tükendiğimiz” bir hale geldiğimize inanıyor.
Bu süreçte her şeyin monotonlaştığına ve bu monotonlukta yaşamın anlamsız hale gelişine dikkat çekiyor. Hayatın içine yansıyan bu monotonluğu da nesneler ve bireylerin üzerine yansıtıyor.
Meryem Betül Yılmaz
(Mamut Art Project 2020)
Çalışmalarında yayılma ivmesini yakalamanın mümkün olmadığı iletişim çağının acımasızlığını, hayatın her alanındaki hırçın rekabetin getirdiği yalnızlaşma ve içe kapanmayı konu ediniyor. Hayal dünyasının sonsuz olasılıklarını “korunmuş, korunan, saklanmış” anlamlarına gelen “masun” isimli alemde resmediyor.
Buse Koyuncu
(Base 2020)
Bedeni bütün olarak ele alıyor ve herhangi bir estetik kaygı gütmeden, iç dünyayı yansıtan mutlu ve huzurlu olunabilecek mekansal çözümlemeler gerçekleştiriyor. Eserlerinde ticarileşmiş, ikon kadın bedenlerine karşı geliyor ve ruhsal güzelliğin görünür kılınma çabası içine giriyor.
Berk Kır
(Step İstanbul 2020)
İstanbul’un farklı noktalarında çekimler yapıyor. Bir röportajında söylediği gibi, “Mekânı yeni bir bağlama taşıma söyleminin temelinde, hayat akışına dahil olan insanlarla şehirde gözlemlediği mekânlar arasında bir bağ kurmak yatıyor”. Apple, Samsung ve Vogue İtalya gibi markalarla gerçekleştirdiği işbirlikleriyle de adından söz ettiriyor.
Mustafa Yılmaz
(Base 2020)
Medyanın hayatımızdaki doğrudan iktidar oluşuna dikkat çekiyor: “İktidar büyük bir tiyatro haline gelir ve bu tiyatroda kendinden olan herkese biçilen rol, daha çok kazanmak, daha çok gasp etmek ve daha çok oburlaşmak olur. Koltuk sevdaları, kişisel arzular sansürlenir, şiddet evimizin bir parçası haline gelir”.