top of page
Furkan Öztekin.jpg

November 2024 | Art & Culture

TURKISH BELOW

EXHIBITION SPREADING THROUGH the VINEYARDS

words Burcu Dimili 

Wine production dates back further than we might think—around 8,000 years. The cultivation of grapes and winemaking, first traced in Mesopotamia, began in the regions of Armenia, Georgia, and Iran. This tradition, which has continued for thousands of years, also has many local examples in Turkey. Tekirdağ and Çanakkale have become prominent locations in recent years, with Barbare Vineyards located in the hills of the Barbaros town in Tekirdağ being one of them. These vineyards, spanning 230 acres, practice organic, sustainable, and biodynamic farming. Alongside the vineyards, there is also a restaurant and accommodation facility. Barbare Vineyards, in operation since 2002, hosted an art project this year.

Barbare Studio, founded by Celine Topsakal, is a multidisciplinary art platform. With the material and spiritual support of Barbare Vineyards, the platform offers space to Turkish artists while aiming to deepen the relationship between humans and the land by combining art and viticulture. The first exhibition of Barbare Studio, "Sense of Place," curated by T. Melis Golar, was held from September to November. The exhibition featured works by Dilşad Aladağ, Valentina Bacci, Serra Bilgincan, Dilan Bozer, Didem Erk, Berkay Kahvecioğlu, Milo Kester, Lalin Mercan, Rhian Harris Mussi, Sam Nicholson, Büşra Özdemir, Furkan Öztekin, Arthur Rabut, Eda Şarman, Cengiz Tekin, and Murat Yıldız.

Titled "Sense of Place," inspired by the French word "terroir," the exhibition refers to many themes through its name. The term “terroir” defines the climate, soil, geographical structure, and cultivation methods of the region where the vineyards are located. It is a concept that greatly influences the taste profile of wines. This definition also poetically represents the human connection to nature.

WHAT DID THE EXHIBITION REMIND US OF?

 

The "Sense of Place" exhibition, deeply intertwined with the geography, climate, ecological diversity, boundaries, and history of Barbare Vineyards, reminded us of the importance of creating space, being present on the land while producing, and listening to the soil. The exhibition also marked the first part of the guest artist and curator program. The curator guest for this program will be T. Melis Golar for the next three years. Through the research, responses, and works created by the artists based on what Barbare Vineyards offers, the program will foster a learning structure where each exhibition inspires the next.

If you're interested in understanding the lands of Thrace and reinterpreting the mythological, biological, topographical, and linguistic relationships, you can follow the exhibition series and perhaps visit Tekirdağ during the second edition.

ÜZÜM BAĞLARINA YAYILAN SERGİ

Şarap yapımı insanlık tarihinde tahmin ettiğimizden daha eskiye -yaklaşık 8000 yıl öncesine- uzanıyor. Mezopotamya’da ilk izlerine rastlanan üzüm yetiştiriciliği ve şarap yapımı Ermenistan, Gürcistan ve İran bölgelerinde başlıyor. Binlerce yıldır devam eden bu üretimin Türkiye’de de birçok lokal örneği var. Tekirdağ ve Çanakkale son yıllarda dikkat çeken lokasyonlar. Tekirdağ’ın Barbaros kasabası tepelerinde yer alan Barbare Bağları da bunlardan biri. 230 dönüm içinde organik, sürdürülebilir ve biyodinamik tarım yapılan bağların içinde aynı zamanda restoran ve konaklama tesisi bulunuyor. 2002 yılından beri faaliyette olan Barbare Bağları bu yıl bir de sanat projesine ev sahipliği yaptı.

 

Celine Topsakal kuruculuğunda hayata geçen Barbare Studio multidisipliner bir sanat platformu. Barbare Bağları’nın maddi manevi desteğiyle Türkiye’deki sanatçılara alan açan platform, sanat ve bağcılığı bir arada düşünerek insanın coğrafyayla olan ilişkisine derinlik kazandırmayı hedefliyor. Barbare Studio’nun eylül-kasım aylarında izleyiciyle buluşan ilk sergisi “Yer Duygusu” ise T. Melis Golar küratörlüğünde gerçekleşti. Sergide Dilşad Aladağ, Valentina Bacci, Serra Bilgincan, Dilan Bozer, Didem Erk, Berkay Kahvecioğlu, Milo Kester, Lalin Mercan, Rhian Harris Mussi, Sam Nicholson, Büşra Özdemir, Furkan Öztekin, Arthur Rabut, Eda Şarman, Cengiz Tekin ve Murat Yıldız’ın çalışmaları karşımıza çıktı.

 

Fransızca’daki “terroir” kelimesinden referansla “Yer Duygusu” adını alan sergi, aslında isim seçimiyle birçok temaya referans veriyor. Üzüm bağlarının bulunduğu bölgenin iklimi, toprağı, coğrafi yapısı ve yetiştirilme yöntemlerini tanımlayan terroir kelimesi, şarapların tat profilini büyük ölçüde etkileyen bir kavram. Bu tanım aynı zamanda insanın doğa ile bağını şiirsel bir biçimde temsil ediyor. 

 

SERGİ NELERİ HATIRLATTI?

 

“Yer Duygusu” sergisi Barbare’nin bulunduğu coğrafya, iklim, ekolojik çeşitlilik, sınır ve tarih ile bütünleştiği için bize alan açmayı, üretirken arazide olmayı ve toprağı dinlemeyi hatırlattı. Sergi bir yandan da misafir sanatçı ve küratör programının ilk bölümüydü. Programın küratör konuğu üç yıl boyunca T. Melis Golar olacak. Sanatçıların Barbare Bağları’nın sunduklarına dair araştırmaları, verdikleri yanıtlar ve oluşturdukları üretimler sonucunda birbirinden öğrenen bir yapı sunacak. Her sergi bir sonraki serginin başlığına ilham olacak.

 

Eğer Trakya topraklarını anlamak ve mitolojik, biyolojik, topografik, dilbilimsel ilişkileri  yeniden yorumlamak isterseniz sergi serisini takip edebilir, ikinci edisyonda yolunuzu Tekirdağ’a düşürebilirsiniz.

bottom of page