Nisan 2020 | Art | Türkiye
BASE’in yeni dijital projesi yakında
Yazı | Alp Tekin
Ülkenin yeni mezun sanatçı adaylarını sanatseverlerle büyük bir sergi yaparak buluşturan yeni nesil bir platform BASE. Bu yıl da eser başvuruları 1 mayısta başlıyor ve 1 temmuzda sona eriyor.
www.base.ist adresinden yapılacak başvuruları aralarında Ayşe Erkmen, Azade Köker, Derya Yücel, Eda Berkmen, Gökşen Buğra, Leyla Gediz, Nancy Atakan, Öner Kocabeyoğlu ve Saruhan Doğan gibi isimlerin bulunduğu bir seçici kurul değerlendirecek.
BASE 2020’nin hazırlıkları öncesi platformun beyin takımı olan üçlüye; Ali Kerem Bilge, Aslı Boduroğlu ve İdil Berkant Bilge’ye hem içinde bulunduğumuz süreci hem de platformun ruhunu sorduk. Şimdi söz BASE’cilerde…
BASE platformu korona virüs sonrasına hazır mı? Bu kriz hem BASE'i hem de sanat dünyasının diğer organizasyonlarını nasıl etkileyecek?
Sanat dünyası da diğer tüm sektörler gibi pandemiden etkilenmiş durumda. Türkiye ve dünyada sanat ve kültür etkinlikleri belirsiz bir zamana kadar ertelendi. Sanat galerileri, sanatçılar ve sanat kurumları olarak çağdaş sanat hafızamızın büyük darbe alacağı bir dönemden geçiyoruz. Normal şartlarda sanatseverleri fiziksel olarak bir araya getiren sanat dünyası bu döneme dijital kanallarla adapte olmaya çalışıyor.
Bizim tarafımızda ise bir yandan BASE 2020’ye hazırlanırken (fiziksel olmasını umarak ama dijitale de hazırlık yaparak) bir yandan da dijitalde yeni bir proje üzerinde çalışıyoruz! BASE sanatçılarının bugüne kadar olan üretimleri konusunda dijital deneyim yaşatacak bir projemiz hep vardı. Ama bu dönemde genç sanatçıların yanı sıra tüm sanat topluluğuna da mevcut şartlarda bir nebze yardımı olabilir düşüncesiyle projeyi hızlandırdık. Yakında duyuruyor olacağız!
Her yıl Türkiye'nin ilk kolektif Güzel Sanatlar Fakültesi mezunları sergisini yapıyorsunuz. İlk yıldan bugüne şöyle bir dönüp baktığınızda en çok hangi genç sanatçılar ön plana çıktı?
Malzeme kullanımı ve şehir olarak çok farklı sanatçılar ön plana çıktı. Bu da yaratıcılığın spektrumu konusunda önemli ipuçları içeriyor. Yağlıboya, seramik, video, geleneksel sanatlar gibi çok farklı alanları farklı felsefelerle bir araya getirmiş arkadaşlarımız ön plana çıktı.
Bu yıl yıldızı parlayacak isimler kimler?
Yurtdışındaki misafir sanatçı programlarına, farklı ülkelerdeki festivallere kabul edilen, galeri ve sanat inisiyatifleri ile temsiliyetleri başlayan, bağımsız olarak üretimlerine devam eden ve başarılarını takip ettiğimiz çok arkadaşımız var aslında. Bu da bizi çok mutlu ediyor. O yüzden belli bir isim vermesek daha iyi.
Ünlü koleksiyonerler sıfır kilometre isimlerin işlerine çok daha meraklı ve yakından takip edip satın alıyorlar. Koleksiyonerin bu ilgisini neye bağlıyorsunuz?
BASE fikrinin doğuşunda koleksiyoner olarak bizim genç sanatçıları takip edebilme heyecanımızın da önemli bir yeri vardı. Aynı heyecanı koleksiyoner ve binlerce sanatseverde görmek bizi çok mutlu ediyor. Koleksiyoner için sanatçının ‘sanat yolculuğunun’ ilk durağından başlamak müthiş keyifli bir duygu. Kariyerli sanatçılar bazen bizim koleksiyonumuzda akademi işlerini görünce çok heyecanlanıp şaşırıyor. Yıllar sonra aynı duyguyu BASE sanatçılarıyla da yaşamayı umuyoruz. Koleksiyonerler benzer duygularla, çok içten bir ilgiyle BASE sanatçılarını takip ediyorlar.
Aynı zamanda genç sanatçıların işleri sanat piyasasındaki ünlü isimlere göre daha makul fiyatlara satılıyor. Bu konuda herhangi bir sınırınız var mı? “Eser fiyatı 20 binin üzerinde olmamalı” gibi...
Aslında sınırımız yok, çünkü seçilen işin üretim maliyetini bilmek gerekiyor. Mesela geçen yıl altın suyuyla çalışılmış geleneksel bir Türk sanatı eseri vardı seçilen eserler arasında. Maliyetini öğrenince biz de şaşırmıştık. Dediğim gibi, genelde hem okulların imkanları çerçevesinde üretilen eserler olması hem de sanatçıların yeni mezun olmuş olmalarından dolayı rakamlar doğal olarak makul oluyor. Umarız uzun vadede sağlıklı bir fiyat piyasası oluşmasına BASE katkı sağlar.
Son olarak Türkiye'deki genç sanatçıların en çok ihtiyacı olan şey ne? Ya da neler?
İlk olarak fırsat ve görünürlük. Bu da BASE’in aslında varoluş sebebi. Ardından üretime devam edebilecekleri bir atölye. Her ay hayatta kalabilecek kadar gelir ve alternatif sergileme imkanları. Özellikle oldukça zor bir dönemden geçtiğimiz bugünlerde serbest çalışan sanatçı ve zanaatkârlar olarak destek görebilmeleri gerekir.
Fotoğraflar:
l. Ali Kerem Bilge
2. Aslı Boduroğlu
3.İdil Berkant Bilge
Eser Görselleri:
l. Ebru Bulut
2. Engin Konuklu
3. Mustafa Mutlu
ART | Kategorinin diğer yazıları
‘Resimlerin kendi içinde tedirgin olmasını önemsiyorum’
Mahremiyeti sorgulamak daha erotik
Yuzu & nom-studios sunar ‘LOOP’ sergisi
Kemal Özen "Gam'zede" Online Sergi
Hangi yetişkin bir ‘Gam’zede’ değil ki artık?
Ali Elmacı’nın atölye günleri notları
May Parlar "Collective Solitude" Online Sergi
Lara Kamhi’yle paradokslar ve izolasyon üzerine...
BASE’in yeni dijital projesi yakında
İtalya’daki müzeden salgına bakınca…