top of page
christo-floatingpiers.jpg

Haziran 2020 | Art | Türkiye

Geçici ama hafızalarda kalıcı olan müdahaleler

Yazı | Alp Tekin

Dev boyutlardaki yerleştirmeleriyle tanınan Christo ve Jeanne- Cluade Javacheff çiftini yeniden hatırlama zamanı. Çünkü Jeanne-Claude’un 2009 yılındaki ölümünün ardından Christo da geçtiğimiz günlerde 84 yaşındayken New York’taki evinde öldü. 

 

Bu muhteşem sanatçı çiftten geriye yaratıcılıkla beslenen müthiş bir aşk hikâyesi ve sınırları her daim zorlamış eserler kaldı. 

 

Neler mi yaptı bu çılgın çift? 

Neler yapmadı ki desek daha doğru olur!

 

Aynı gün doğan (13 haziran 1935) ve 1958’te tanışan Christo ve Jeanne-Claude, çevre için yeni bir bakış açısı yaratmayı amaçlıyorlardı. Bu nedenle geçici müdahaleler serisini başlattılar. 

 

Bu müdahaleler kapsamında bir Volkswagen arabayı (1963), binaları (1967-68, 1971-95), bir Ortaçağ kulesini (1968), bir çeşmeyi (1968), kıyıyı ve kayaları (1969), adaların etrafını (1980-83) ve ağaçları (1997-98) sentetik kumaşla kapladılar.

 

Bu eserlerin hepsi bir ila üç hafta gibi sınırlı bir sürenin ardından yeniden eski haline çevrildi. Kullanılan malzemenin tümü geri dönüştürüldü.

100 BİN METREKARELİK YÜZEN İSKELELER

 

Çiftin en çok ses getiren işlerini şöyle bir sıralayalım:  

 

Üç yıllık bir izin sürecinin ardından 1983 yılında Miami'nin Biscayne Körfezi'ndeki 11 adanın etrafını 600 bin metrekareden fazla kırmızı polipropilen kumaşla kapladılar. Bu projenin adı “Surrounded Islands”dı. 

 

Kaliforniya’da ürettikleri “Running Fence” projesinde ise 59 farklı özel mülkün üstünden geçen, beş buçuk metre yükseklikte, 39 kilometre uzunluğunda beyaz naylon kumaştan bir çit yaptılar. Amaç, ekonomik ve sosyal düzeyleri farklı arsa sahipleri arasında bir kesişim noktası yaratabilmekti. 

 

1971’de projesini çizdikleri, yapımı ancak 1995 yılında gerçekleştirilen “Wrapped Reichstag” projesi de büyük ilgi gören işlerdendi. Berlin’deki Alman Parlamentosu’nu 100 bin metrekare gümüş kumaş ve 90 profesyonel dağcının yardımıyla paketlediler. Parlemento iki hafta boyunca bu paketli haliyle kalmıştı. 

 

1962’de yaptıkları “Wall of Oil Barrels-The Iron Curtain” adlı çalışma ise tamamen varillerden oluşuyordu ve çiftin diğer işlerine göre daha politik bir tavra sahipti. Varilleri, Paris’in Visconti sokağından geçişi engelleyecek şekilde, bu kez izin almadan yığmışlardı. 

 

Fikrini 70’li yıllarda geliştirdikleri bir diğer proje “Floating Piers”’ın hayata geçirilmesi ancak Jeanne-Claude’un ölümünden sonra mümkün olabildi. 

2016 yılında İtalya’nın Iseo Gölü’nde yapıldı Floating Piers. 100 bin metrekarelik alanı kaplayan, sarı kadife çiçeği rengindeki yüzen iskelelerden oluşan bu yürüyüş yolu çiftin daha önceki yerleştirmeleri gibi halka açıktı. Üç hafta boyunca açık kalan göl üzerindeki bu devasa sarı yoldan binlerce insan yürüdü, ortaya çarpıcı fotoğraflar çıktı. 

LONDRA MASTABA

 

Çiftin yine 1977’de tasarladığı bir başka proje olan “Mastaba”yı, Christo eşinin anısına ithaf ederek 2018’de tamamladı ve Mastaba’yı Londra’da açtı. 

 

İsmini Antik Mısır’daki tavanı düz, yanları eğimli banktan ve mezardan alan Mastaba heykeli aslında 410 bin adet renkli varilden oluşacak ve Abu Dabi’ye yakın bir çölde inşa edilerek dünyanın en büyük heykeli olacaktı. 

 

Ama Serpentine Galeri’nin davetiyle Londra’da yapıldı ve Londra Mastaba 7 bin 506 varille yapıldı. Yani tasarlanan ilk heykelin küçültülmüş bir versiyonuydu.

ART | Kategorinin diğer yazıları

yuzulogoweb2.png
bottom of page