top of page
Dalaman_08.jpg

Ocak 2022 | Tasarım | Türkiye

DALAMAN ZEYTİNLİBURUN

Yeşim Kozanlı’nın son projesi

Yazı | Onur Baştürk

Yeşim Kozanlı Architecture&Interior Design’ın heyecan verici projelerinden biri Dalaman Zeytinliburun. Dalaman koyu ve Karacagöl’e bakan yamaç üzerindeki proje, 12 özel konaklama birimi ve nitelikli ortak alanlardan oluşan bir kompleks. Yeşim Kozanlı projeyle ilgili yuzu’nun sorularını yanıtlıyor…

 

EVLERİ MİNİMUM İNŞAAT ATIĞIYLA YAPACAĞIZ

 

Proje nasıl doğdu?

 

Lüks, çok uzun zamandır sürdürülebilirlik ve modernlik kavramlarıyla flört halinde. Tüketiciler çevresel ve sosyal olarak daha çok bilinçlense de, yüksek tüketim ekonomisi, sosyal kaygılar ya da yönetim kaygıları, sürdürülebilir projelerin uygulanmasını zorlaştırıyor. Son yıllarda hayatımızda önemli yer edinen, geri dönüşüm, zamanın değeri ve organik yaşam gibi kavramlar, projelerimizde bizi daha sürdürülebilir ürünler üretmeye yöneltiyor. El değmemiş bir topoğrafya ile hayatımıza giren Dalaman projesi, ulaşmak istediğimiz tüm bu değerleri tasarımlarımıza yansıtabileceğimiz bir proje oldu. Doğa ile dost, sade-lüks stile duyduğumuz özlem ve projenin çözmeye can attığımız zorlukları Zeytinliburun’un hayata geçmesine sebep oldu.

 

Böylesine eğimli bir yüzeyde proje nasıl yükseldi?

 

Çözmeye can attığımız zorlukların ilk sırasında bölgenin topoğrafya özellikleri geliyor. Projenin en önemli özelliği çevreye karşı duyarlılığı ve çevresel etkileri. Dalaman Zeytinliburun projesi, Dalaman koyu ve Karacagöl’e bakan yamaç üzerinde, topoğrafyanın biçimlendirilmesiyle değişen 12 özel konaklama birimi ve nitelikli ortak alanlardan oluşan bir kompleks.

 

Proje hedeflerini esas alan mimari tasarım kararlarının temelinde, zemin ile yapı uyumunun her ölçekte yeniden kurulması yer alıyor. 41 dönüm üzerine kurulu olan projede, geri dönüşüm özelliğinden dolayı çelik konstrüksiyon ile modüler bir teknoloji tercih edilerek zemine minimum değen yapılar elde edildi. Özellikle eğimin oldukça dikleştiği yamaçlarda bulunan evler, saha dışı üretim yöntemleriyle üretilmeye uygun olarak tasarlandı. En az malzeme ile üretime imkan vererek, hem çevreye verilecek tahribatın önüne geçmeyi hem de minimum inşaat atığıyla projemizi hayata geçirmeyi hedefliyoruz. Tüm bunlar projemizin mimari karakterini oluşturan temel özellikler.

 

KOLEKTİF BİR YAŞAM ALANI

 

Tasarım detaylarından bahseder misiniz?

 

Dalaman projesinde sosyal ortak alanlar, yerel tarım atölyeleri ve ekoturizm olanaklarıyla kolektif bir yaşam alanı hedefliyoruz. Yaşam alanlarındada gördüğümüz detaylarda yine bu özelliklere paralel bir yaklaşım var. Heykelsi bir siluetle tasarlanan yapılar ton-sür-ton renkler ve bitki örtüsüyle uyum içinde şekilleniyor. ‘Double height’ yapılar ve cam yüzeylerle ışık alan noktalar maksimize ediliyor. Ferahlatıcı bir şeffaflık sağlanıyor. İç mekanlarda kullanılan yoğun ahşap öğeler ve sade tasarım ise doğanın yapıdaki şeffaflık ile içeriye taşınmasına olanak sağlıyor. Bu da kullanıcıya huzur veriyor. Yatay mimarinin imkan sağladığı sonsuz manzaranın hakimiyeti ise görüntüyü engelleyecek her türlü ekstradan kaçınarak maksimize edilecek. Çeşitli duvar parçaları hem gölge sağlayacak hem de heykelsi silueti daha çok vurgulayacak.

 

KOMŞUCULUĞUN OLDUĞU BİR PROJE BU

 

Proje burada yaşayacak olanlara nasıl bir deneyim sunuyor?

 

Son yıllarda zamanın etkisi güçlü bir şekilde görünür hale geldi. Bu da bizi daha çok yalnızlaştırdı. Eşi benzeri olmayan “bir arada olmak” duygusu gittikçe azaldı. “Özel alanların” özel olarak tasarlanmayışı, bizleri duygusal bir kapanışa, kolektif olmayan bir yaşam tarzına yöneltti. Dalaman projesi ise bir site kompleksinden öte sosyal etkileşimi yüksek, ortak alanları sayesinde yaşayanları bir araya getiren ve deyim yerindeyse yüksek standartlara “komşuculuk” terimini modern bir dille yeniden entegre eden bir yaşam alanı projesi.

 

Kompleks, içinde yaşayanlara huzur ve rafine bir yaşam alanı sunarken özel alana saygı duyuyor ve bu yaklaşımla insanları bir araya getiriyor. İçinde bulundurduğu ekoturizm özellikleri ortak bir bilinç oluştururken, barındırdığı küçük tarım alanları ve seralar sayesinde insanların toprakla bağ kurmalarını, hatta kendi sofralarına üretim yapmalarını sağlıyor.

 

Ekoturizm özelliklerinden ve yerel olmak kavramlarından bahseder misiniz?

 

Basitçe ekoturizm, yeryüzündeki doğal kaynakların sürdürülebilirliğini güvence altına alır. Bunun yanı sıra yerel halkların ekonomik kalkınmasına destek olur.

 

Dalaman Zeytinliburun projesi; topoğrafya ile olan ilişkisinden tutun da ortak alanlar, yerel tarım workshopları, yerel iş gücü istihdamı ve sosyal, kültürel bütünlüğe kadar birçok ekoturizm maddesini içinde barındırıyor.

Yeşim Kozanlı's latest project Dalaman Zeytinliburun is one of the exciting projects of Yeşim Kozanlı Architecture & Interior Design. The project on the hillside overlooking Dalaman Bay and Karacagöl is a complex consisting of 12 private accommodation units and qualified common areas. Yeşim Kozanlı answers yuzu's questions about the project...

 

How was the project born?

 

Luxury has been flirting with the concepts of sustainability and modernity for a very long time. Although consumers are becoming more environmentally and socially conscious, high consumption economy, social or management concerns make it difficult to implement sustainable projects. Concepts such as recycling, value of time and organic life, which have taken an important place in our lives in recent years, lead us to produce more sustainable products in our projects.

The Dalaman project, which entered our lives with an untouched topography, has become a project where we can reflect all these values that we want to reach into our designs.

 

How did the project rise on such an inclined surface?

 

The topographic features of the region come first among the challenges we are eager to solve. The most important feature of the project is its sensitivity to the environment and its environmental impacts. The basis of architectural design decisions based on the project objectives is the re-establishment of the harmony between the ground and the building at every scale. In the project, which is built on 41 decares, steel construction and a modular technology were preferred due to its recycling feature, and structures that touched the ground minimally were obtained. Especially the houses on the slopes where the slope is quite steep were designed to be produced with off-site production methods. By enabling production with the least amount of material, we aim to both prevent the destruction to be caused to the environment and implement our project with minimum construction waste. All these are the basic features that make up the architectural character of our project.

 

What kind of experience does the project offer to those who will live here?

 

In recent years, the influence of time has become strongly visible. This made us even more lonely. The unique feeling of "together" diminished. The fact that the “private spaces” were not specially designed led us to an emotional closure, a non-collective lifestyle. The Dalaman project, on the other hand, is more than a site complex, it is a living space project with high social interaction, bringing the residents together thanks to its common areas, and reintegrating the term "neighborhood" with a modern language, so to speak, to high standards. While the complex offers tranquility and a refined living space to its inhabitants, it respects the private space and brings people together with this approach. While the ecotourism features it contains create a common consciousness, thanks to the small agricultural areas and greenhouses it contains, it enables people to connect with the soil and even produce for their own table.

Çapa 1
bottom of page