
618 results found with an empty search
- STIL-3
Item List
- BOTANIK
Ocak 2022 | Botanik | Vol VI 10 KAT DAHA HIZLI BÜYÜYEN MİKRO ORMANLAR Yazı | Oktay Tutuş A şırı sıcak havayı soğutacak olan nedir? Yanıt belli: Ağaçlar. Özellikle de kentlerde betonlaşmadan dolayı oluşan ısı adalarını engelleyecek olan yine onlar. Ama doğal bir ormanın ne kadar uzun zamanda oluştuğu da herkesin malumu. İşte burada Miyawaki metodu devreye giriyor. 1970’lerde Japon botanikçi Akira Miyawaki’nin geliştirdiği ve halen onun ismiyle anılan bu yöntemin özü mikro ormanlar yaratmak. Avrupa, Hindistan ve diğer ülkelerde iklim krizine bir tepki olarak insanlar daha az yer kaplayan bu mikro ormanları yaratıyor. Bu ormanlar küçük olsa bile böcekler ve yeni bitki türleri dahil olmak üzere biyolojik çeşitliliği hemen kendine çekiyor. Ayrıca bu küçük orman parçaları karbon tutulmasına katkıda bulunuyor, şehirlerin yükselen sıcaklıklara uyum sağlamasına yardımcı oluyor. Devamı için... Print VOL - VI WINTER 2022 Out of Stock View Details
- STIL-3
Nisan 2020 | Stil | Türkiye Bodrumlu Uzakdoğulu: Leleg Living Yazı | Alp Tekin M erve Tatari Arıkan ve Özgür Arıkan tarafından bu yıl kurulan Leleg Living bir Bodrum markası. İlk showroom’unu Bodrum Dereköy’de açan marka, Türkiye’de eksikliği hep hissedilen, belli başlı markalar dışında bulunması hayli zor olan etnik bohem stilde üretilmiş rmobilya ve ev aksesuarlarına yer veriyor koleksiyonunda. Rattandan yapılan el yapımı koleksiyon hakkında Leleg Living’in kurucularına kulak verelim: “Ürünlerimizin hepsi el yapımı ve küçük üreticiler tarafından üretiliyor. Çoğu Türkiye’de yapılıyor ama Fas ve Endonezya’dan ithal ettiğimiz ürünler de var. Küçük üreticiyi desteklemeyi çok önemsiyoruz. Hem daha kaliteli işçilikle ürünler üretiyoruz hem de zanaatkarları desteklemiş oluyoruz. İlk mağazamız Bodrum Dereköy’de açıldı. Bodrum markası olduğumuz için Bodrum ve Ege’nin dokusuna uygun, doğallığı ve sadeliği ile öne çıkan bohem ürünler tasarlayıp üretiyoruz. Ülkemizde standartlaşan mobilya ve dekorasyon ürünlerine alternatif ürünler üretmeyi hedefliyoruz. Ayrıca dekorasyon ve iç mimari hizmet veren bir tasarım ofisiyiz. Kişi ve kurumlara özel üretim ürünler tasarlıyoruz”. ERİŞİM Leleg Living’in ürünlerine www.lelegliving.com web sitesi ve leleg_living instagram hesabından ulaşabilirsiniz. UNUTMADAN Leleg Living bu hafta her gün instagram hesabı üzerinden bir ürününü özel indirimlerle satışa çıkarıyor. STİL | Kategorinin diğer yazıları Bir Edition üçlüsü: Sanat, parti ve iyi yemek Bodrum’a sürpriz: Dioriviera pop-up Emre Buga’nın stil atlası İçinden Aman stili geçen bir rüya Janus mu alırdınız Glassafe mi? Köprü + Heykel + Galeri: The Twist İstanbullu Tilda Swinton’ın ‘athleisure’ tarzı Fütüristik otel ‘Svart’ın açılmasına az kala Murat Süter’in ‘lacivert’ sırrı ‘Parazit’in evi aslında gerçek değildi Evi değiştir: Blush mı Green Benjamin mi? Edwina Sponza’nın stil kodları Korona Sonrası Şehir Tabelaları ‘Beslenme farkındalığınız’ ne durumda? Bodrumlu Uzakdoğulu: Leleg Living Bu yazın başrolünde: Soho Roc House Korona günlerinde yaratıcı bir ‘karton’ masa!
- STIL-3
Nisan 2020 | Stil | Güney Kore ‘Parazit’in evi aslında gerçek değildi Yazı | Alp Tekin O scar ödüllü Güney Kore filmi “Parazit”te yer alan modern ev dikkatli gözlerden kaçmamıştır. Çünkü en az filmin oyuncuları kadar Park ailesinin yaşadığı evin kendisi de gizli başrollerden biri! Nitekim evin tasarımının verdiği atmosferin filmin ruhuna katkısı tartışılmaz. Aslında Park ailesinin evi, filmin prodüksiyon tasarımını yapan Lee Ha Jun’un elinden çıkma! Birçok insanın gerçek bir ev sandığı bu ev, aslında bir set yani. Lee Ha Jun, yönetmen Bong Joon-Ho’nun istekleri doğrultusunda bu set evi inşa etmiş: “Sadece Park'ın evi değil; Kim'in yarı bodrum katı dairesi ve tüm civar mahalle film için kurulmuş setlerdi aslında. Park ailesinin evini tasarlarken dikkate aldığım ilk temel unsur ise blokajdı. Yönetmen Bong, o hissi vermemi özellikle istedi. Onun dışında evin mimari tarzı açısından geriye kalan tüm detaylarını bana bıraktı”. “Ancak” diyor Lee Ha Jun, “Yönetmen güzel bir ön bahçenin ikinci bir temel unsur olduğunu da vurguladı!” Bu noktada hemen filmi hatırlamakta fayda var. Park çiftinin salondaki kanepeden çocuklarının bahçeye kurduğu çadırı izledikleri sahneyi gözünüzün önüne getirin. Aynı anda Kim ailesi salondaki büyük sehpanın altındaydı ve bir süre sonra Park çifti sevişmeye başlamıştı. Bu sahnede yere kadar cam olan bölümden bahçe tamamen görünüyordu. Bay Lee, yönetmen Bong’un bu konuda hassas davrandığını söylüyor: “Filmde mimar Namgoong Heonja'nın yaptırdığı söylenen bu evin bir felsefesi var. Salonda televizyon özellikle yok. Amaç, oturduğun kanepeden bahçeyi izleyebilmek. Bir bakıma bahçeyi yüceltmek… Bong senaryoyu yazarken çizdiği basit bir kat planını da göstermişti bana. Bu çizimde özellikle bahçeyi böyle göstermişti”. Peki bir prodüksiyon tasarımcısının bu kadar profesyonel bir ev tasarlamış olması normal mi? Lee Ha Jun bu evi tasarlarken mimarlardan esinlenmiş ya da yardım almış olabilir mi? Bu konulardaki merakı da şöyle gideriyor Bay Lee: “Evet, başka mimarların çalışmalarına atıfta bulundum ama özellikle tek bir mimardan özel bir fikir almış değilim. Benim için her şey bir referans olabilir ve yaratıcılığımı harekete geçirebilir. Keza Park'ın evi senaryoda bir mimar tarafından inşa edildiğinden, bir yapım tasarımcısı olarak evi tasarlamak için doğru yaklaşımı bulmak pek kolay değildi. Çünkü mimarlar ve yapım tasarımcıları farklı yaklaşımlara sahip. Benim için öncelik blokaj hissi ve iskelet öncelikliydi. Mimarlar ise insanların gerçekten yaşaması için alanlar inşa eder. İnşa edilen ortamın insanların yaşayış biçimini nasıl etkileyeceğini göz önünde bulundururlar. Benim amacım ise bir film seti için uygun, karakterler için gerçek bir ev yapmaktı. Aynı zamanda karakterlerin hayatını, içinde bulundukları durumları ve hayata bakış açılarını yansıtan gerçek bir ev işlevini gören bir alan yaratmaktı. Seyirciler açısından bakacak olursak, inandırıcı görünecek bir şey inşa etmem gerekiyordu!” STİL | Kategorinin diğer yazıları Bodrum’a sürpriz: Dioriviera pop-up Emre Buga’nın stil atlası İçinden Aman stili geçen bir rüya Janus mu alırdınız Glassafe mi? Köprü + Heykel + Galeri: The Twist İstanbullu Tilda Swinton’ın ‘athleisure’ tarzı Fütüristik otel ‘Svart’ın açılmasına az kala Murat Süter’in ‘lacivert’ sırrı ‘Parazit’in evi aslında gerçek değildi Evi değiştir: Blush mı Green Benjamin mi? Edwina Sponza’nın stil kodları Korona Sonrası Şehir Tabelaları ‘Beslenme farkındalığınız’ ne durumda? Bodrumlu Uzakdoğulu: Leleg Living Bu yazın başrolünde: Soho Roc House Korona günlerinde yaratıcı bir ‘karton’ masa!
- TASARIM-1
Ocak 2022 | Tasarım | Amerika for english click here NORTHWOOD ADU En Verimli Konut Ünitesi Yazı | Alp Tekin A merika’nın orta batısında giderek yıldızı parlayan mimarlık firmalarından biri T+E+A+M. Bu mimarlık ofisi şu sıralar Michigan Ann Arbor'da enerji açısından verimli konut ünitesi Northwood ADU ile konuşuluyor. Donmaya karşı korumalı, yüksek yalıtımlı ADU’nun en önemli özelliği sığ temel teknolojisini kullanması. Doğrudan zemine inşa edilebilen ve yoğun emek gerektiren şantiye çalışmalarına duyulan ihtiyacı azaltan ilk bina modeli ADU. ADU’NUN SIRRI NE? Az bakım gerektiren düşük atık kaplama malzemelerine (metal, fiber çimento levha gibi) sahip ADU, aslında bir yapısal yalıtımlı paneller (SIPS) kabuğundan oluşuyor. Radyant ısıtmalı zeminlere ve mini bölmelere sahip olan ADU’nun alan deneyiminde görsel gürültü de mümkün olduğunca azaltılmış. Tek kişilik yatak odası, mutfağın üzerinde köşk benzeri bir yapının üzerine oturtulmuş. Pencereler ise mahremiyeti korumak ve iç mekanı ormanla gökyüzüne bağlamak için stratejik olarak yerleştirilmiş. T+E+A+M kurucu ortakları Ellie Abrons ve Adam Fure, Norttwood ADU’nun diğer iki kurucu ortağı Meredith Miller ve Thom Moran ile birlikte halka açık bir alana, 19 dönümlük konut arazisinin kullanımını en üst düzeye çıkarmak için projenin ilk örneğini tamamlamış bulunuyor. ADU konutları yerleşim yerindeki hane sayısını ikiye katlayan bir modele sahip olduğu için özellikle konut sıkıntısı olan şehirlerde popüler olacağı kesin. NORTHWOOD ADU Words | Alp Tekin T +E+A+M is one of the architectural firms whose star is shining in the midwest of America. This architecture office is currently in talks with the energy efficient housing unit Northwood ADU in Ann Arbor, Michigan. The homeowners, T+E+A+M co-founders Ellie Abrons and Adam Fure, along with the firm’s other two co-founders Meredith Miller and Thom Moran, completed the project to maximize the use of their. 19-acre residential lot adjacent to a public wooded area. As an urban strategy, ADUs are increasingly popular in cities with housing shortages as they double the number of households on a residential lot. While the size is limited by zoning regulations, Northwood ADU reaches as far back as possible to the lot line and adds an independent residential addition/unit in the backyard of the existing single-family residence. Technically an addition with its own systems, the 730-square-foot structure is a continuous shell of structural insulated panels (SIPS) with low-maintenance, low-waste cladding materials (metal, fiber cement board, mesh) expressed as independent layers. It is the first building in Ann Arbor to utilize frost-protected, highly insulated shallow foundation technology common in Scandinavia which allows for it to be constructed directly on the ground and reduces the need for labor intensive site work. Additionally, the SIPS only have a 1/8” allowance and thus create a tight, high R-value envelope. The walls are R-28 and the roof is R-26. Based on “blower door test” results, Northwood ADU is one of Michigan’s most efficient buildings. Featuring radiant heated floors and mini-splits, the experience of the space is expanded by reducing visual noise and expressing the volumetric interior of the SIPS shell where possible. The single bedroom sits atop a pavilion-like structure over the kitchen. Exposed LSL joists and painted brackets introduce texture and color without extraneous finishes. Windows are located strategically to maintain privacy from the main house and connect the interior with the forest and sky. Çapa 4
- TASARIM-1
Şubat 2022 | Tasarım | Amerika for english click here Monterey'de ‘Net Zero’ bir yaşam Yazı | Oktay Tutuş A BD'nin Batı Yakası'nın en güzel vahşi yaşam alanlarından biri şüphesiz Big Sur. Sunduğu manzaralar ve buraya özgü vahşi yaşamın bir benzerinin olmaması, ayrıca Silikon Vadisi'ne olan yakınlığı burayı biz faniler için cazibeli kılıyor. Studio Schicketanz tarafından yapılan ve Pasifik Okyanusu manzaraları sunan bu yeni ev de bu büyüye aşık fanilerden birinin eseri. Silikon Vadisi'nde çalışan bir çift ve onların iki kızıyla ebeveynleri için tam anlamıyla nefes kesici sürdürülebilir bir ev tasarlanmış. Başlangıçta ev hafta sonu kaçamakları için düşünülmüş. Tam donanımlı bir eve dönüşmesi ise pandemi nedeniyle. DÖRT AYRI KÜPTEN OLUŞUYOR Ev; oturma, yaşam ve uyku alanlarını ayıran dört ayrı küpten oluşuyor. Batı tarafındaki üç küp, Pasifik Okyanusu'nu en geniş şekilde görebilmek için tavandan tabana sürgülü cam duvarlara sahip. Dördüncü küp ise misafir süit. Onun da avlusu üzerinden tepelere bakan bir manzarası var. Mimarlık ofisi ekibi Coup D'etat, Holly Hunt, Larsen, Moooi, Piet Boon, Miele, Brizio, B&B Italia, Tai Ping, Phillip Jeffries gibi markalarla evi donatmayı tercih etmiş. Havuz başındaki ahşap kütükler Leos Enderle ve Rodney Hunter. Ayrıca Eric Gushee ve Casey McCafferty'nin heykelleriyle Silvia Poloto'nun işleri tüm eve yayılmış. Yataklar, puflar, kitaplıklar ve dolaplar ise özel olarak burası için yapılmış. KENDİ ENERJİSİNİ ÜRETİYOR Evin lüks özellikleri yanında en önemli tarafı ise kendi enerjisini üretebilmesi. Bulunduğu vahşi ortamın ıssızlığı ve ekstrem koşullar sebebiyle her an kesilebilecek elektrik şebekesine alternatif güç kaynakları, evin sıcak havuz da dahil güç ve sıcaklığını kesintisiz destekleyecek şekilde seçilmiş. Ev, güneş panelleri ve Tesla Power Wall sistemlerinden faydalanıyor. Bu güç kaynakları hem evi besliyor hem de ev sahibine ait iki adet elektrikli aracı şarj edebiliyor. A 'Net Zero' life in Monterey Words | Oktay Tutuş O ne of the most beautiful wildlife areas on the US West Coast is undoubtedly Big Sur. The views it offers and the absence of native wildlife, as well as its proximity to Silicon Valley, make it attractive to us mortals. House; consists of four separate cubes that separate living, living and sleeping areas. The three cubes on the west side feature floor-to-ceiling sliding glass walls for the widest view of the Pacific Ocean. The fourth cube is the guest suite. It also has a view overlooking the hills over its courtyard. Besides the luxury features of the house, the most important aspect is that it can produce its own energy. Alternative power sources to the electricity grid, which may be cut off at any time due to the desolation of the wild environment and extreme conditions, were chosen to support the power and temperature of the house, including the hot pool. Çapa 4
- TASARIM-1
Şubat 2022 | Tasarım | Vol VI ÇOK YENİ ÇOK TASARIM 6 KAFE Yazı | Oktay Tutuş B ir kafe tasarımından neler beklersiniz? Samimi bir ortam, sıcaklık, ısıtan renkler mi yoksa havalı bir minimalizm, saygın bir renk paleti ve hayranlık uyandıran bir mimarinin zihninizde bırakacağı iz mi? Bunu daha önce düşünmediyseniz, yanıtınız için biraz beklemek isteyebilirsiniz. O sırada ufkunuzu açacak, her biri bambaşka dünyalara ait, tasarımıyla öne çıkan global kafe seçkimize göz atın. Devamı için... Print VOL - VI WINTER 2022 Out of Stock View Details Dijital / Pdf YUZU MAGAZINE - VI 60,00₺ Price View Details
- TASARIM-1
Ocak 2022 | Tasarım | Türkiye for english click here SAMA Aman’ın yat oteli Yazı | Oktay Tutuş A man Resorts son 20 yılda geldiği noktada insanı hem etkileyen hem merak uyandıran hem de kıskandıran konaklama deneyimi sunmakta eşsiz bir yerde duruyor. Projelerinde acele etmeyen Aman’ın yeni projelerini duyurduktan sonra müdavimlerinden sadece tek bir beklentisi var, o da sabır! Aman’ın en yeni projesi ise Project Sama. Bu projeyle Aman, suyun üzerinde bir konaklama deneyimi sunuyor. Yine Aman stilinde, ancak biraz farklı. Her biri özel balkona sahip ve tıpkı Aman otellerinde olduğu gibi neredeyse hiçbir misafirin birbirini görmediği bir düzende tasarlanacak yeni yat-otel, ilk yolculuğuna 2025’te çıkmayı planlıyor. SUUDİ YATIRIMI SÜPER YAT OTELDE NELER VAR? Suudi Arabistan’ın kamu yatırım fonu iştiraki Cruise Saudi ile ortak yapılan bu projenin tasarımı SINOT Yacht Architecture & Design isimli dünyanın en ünlü yat tasarımı firmasına ait. 50 özel süitin yanı sıra çok geniş bir Aman Spa, Japon Bahçesi, iki helikopter pisti, kış tarafında geniş bir Beach Club ve uluslararası mutfaklardan örnekler sunan restoranlar ve lounge’lar; modern hatlara sahip bu süper yatın sundukları arasında. Suya iniş tarihi yaklaştıkça daha fazla detayları duyurulacak bu proje, çeşitli otel gruplarının da daha önce kendilerine ait süper yatlarla konaklama deneyimi sunmasını hatırlatıyor. Mesela Ritz Carlton da bu yılın mayıs ayında kendi yatıyla okyanuslara açılacak. Küresel ısınma seyahatleri karalardan denizlere doğru kaydırıyor diyebilir miyiz? Mümkün! Aman's yacht hotel: Sama Words | Oktay Tutuş A t the point where it has come in the last 20 years, Aman Resorts stands in a unique place in offering an accommodation experience that both impresses, arouses and envy. Aman, who is not in a hurry with her projects, has only one expectation from her regulars after announcing her new projects, and that is patience! Aman's newest project is Project Sama. With this project, Aman offers an accommodation experience on the water. Again in Aman style, but slightly different. The new yacht-hotel, which will be designed in a way that almost no guests see each other, each with a private balcony and just like in Aman hotels, plans to set out on its maiden voyage in 2025. The design of this project, which was made in partnership with Cruise Saudi, the public investment fund subsidiary of Saudi Arabia, belongs to the world's most famous yacht design firm, SINOT Yacht Architecture & Design. In addition to 50 private suites, a very large Aman Spa, Japanese Garden, two helipads, a large Beach Club on the winter side and restaurants and lounges serving international cuisine; Among the offerings of this superyacht with modern lines. Çapa 4
- TASARIM-1
Ocak 2022 | Tasarım | Türkiye for english click here Moda’daki modern Paris apartmanı dairesi Yazı | Alp Tekin E rdem İşler ve Emre Özücoşkun’un sahibi olduğu Cisimdesign’ın tasarladığı Moda’daki bu evin projesi Paris’in modern apartman dairelerinden ilham alınarak yapılmış. Emre Özücoşkun, “Çok klasik bir tabir olacak ama zamansız bir çizgiye sahip bu daire. Çıkış noktamız şuydu: Doğal malzemeler, pastel renkler ve yumuşak detayların uyumunu yakalamak”. Mermer, evin geneline hakim olan malzemelerden biri. Mermere sadece mobilyalarda değil, kapı pervazında dahi rastlanabiliyor. “Malzeme geçişleri ve kullanım alanlarında yaptığımız ufak sürprizler bizi heyecanlandırıyor” diyor Cisimdesign ortakları: “Mermeri alışılagelmişin dışında bir alanda kullanma fikri de bu şekilde ortaya çıktı”. Erdem ve Emre, evin geneline hakim olan uyumu mobilya seçimi ve tasarımında da devam ettirmiş: “Seçkiyi belirlerken Cisimdesign tasarımı mobilyalarla satın alınacak mobilyalar arasında bir denge kurmaya çalışıyoruz. Moda Evi’nde de bu şekilde ilerledik. Masalar, yataklar, dolaplar, kütüphaneler Cisimdesign tasarımı. Sandalyeler, koltuklar ve aydınlatmalar ise satın alma olacak. Kurguyu bu şekilde hazırladık”. Contemporary Parisian apartment in Moda Yazı | Alp Tekin T he project of this house in Moda, designed by Cisimdesign, owned by Erdem İşler and Emre Özücoşkun, was inspired by the modern apartments of Paris. Emre Özücoşkun said, “It will be a very classic term, but this apartment has a timeless line. Our starting point was: To catch the harmony of natural materials, pastel colors and soft details”. Marble is one of the materials that dominate the house in general. Marble can be found not only in furniture, but also in door jambs. “We are excited by the little surprises we make in material transitions and usage areas,” says Cisimdesign partners: “This is how the idea of using marble in an unusual area came about”. Erdem and Emre continued the harmony that dominates the house in general in furniture selection and design: “While determining the selection, we are trying to establish a balance between the furniture designed by Cisimdesign and the furniture to be purchased. This is how we proceeded at the Fashion House. Tables, beds, cabinets, libraries Cisimdesign design. Chairs, armchairs and lighting will be purchased. This is how we prepared the fiction.” Çapa 2
- TASARIM-1
Ocak 2022 | Tasarım | Finlandiya Yeni Puisto projesi: Niliaitta Yazı | Alp Tekin V ol2 sayımızın kapağında Space of Mind adlı kabin tasarımları yer alan Finlandiyalı tasarım stüdyosu Puisto’nun son projelerinden biri Niliaitta. Tek bir sütun üzerinde yükselen bu siyah kabin, Finlandiya'daki Salamajärvi Ulusal Parkı yakınlarındaki ormanlık alanda yer alıyor. Bu kabin, Kivijärvi Resort için inşa edilecek 25 Niliaitta süitinin ilki. Kabinin ilham kaynağı ise eski Sami halkının açık havada yiyecekleri güvenli bir şekilde depolamak için kullandığı yüksek ahşap kulübeler. Niliaitta aynı zamanda dış dünyadan kopukluk hissi veren bir alan olarak da düşünülmüş. — English below — New Puisto project: Niliaitta Words Alp Tekin Niliaitta is one of the latest projects of Finnish design studio Puisto, which has cabin designs called #spaceofmind on the cover of our Vol2 issue. Rising on a single column, this black cabin is in the woods near Salamajärvi National Park in Finland. This cabin is the first of 25 Niliaitta suites to be built for the Kivijärvi Resort. The inspiration for the cabin is the ancient high wooden huts that the Sami people used to safely store food outdoors. Niliaitta is also conceived as a space that gives a sense of disconnection from the outside world.
- TASARIM-1
Ocak 2022 | Tasarım | Finlandiya 290 milyon yıllık ağaçtan ilham alan kütüphane Yazı | Alp Tekin N orveçli mimarlık stüdyosu Snøhetta’nın Pekin'de yapılacak bir kütüphane için açıkladığı tasarım projesi hem stili hem de alt metnindeki hikâyesiyle göz kamaştırıyor! Proje, kütüphanenin çatısını destekleyen ağaç benzeri sütunlardan oluşuyor ve tüm bu sütunlar 16 metre yüksekliğindeki camlarla çevrili. Snøhetta ekibi, ağaç benzeri bu sütunların 290 milyon yıllık bir ağaç türü olan Ginkgo’nun gölgesine atıfta bulunmak üzere tasarlandığının altını çiziyor. Gingko Biloba, yelpaze şeklinde yaprakları olan büyük bir ağaç. Çin, Japonya ve Kore bitki örtüsünde sıkça rastlanan Ginkgo Biloba, en uzun yaşayan ağaç türlerinden biri. Öyle ki, bu ağaçlar bin yıl kadar yaşayabiliyor. Çin’deki bazı ağaçların 2500 yaşın üzerinde olduğu söyleniyor! Hatta 1945 yılında Hiroşima'ya atılan atom bombasının düştüğü yerden sadece 2 kilometre uzaklıkta bulunan 6 adet Gingko Biloba ağacının patlamadan kurtulan tek canlı varlıklar olarak tarihe geçtiği biliniyor. Bitkinin kurutulmuş yaprakları ise çay yapmak için kullanılıyor ve faydaları say say bitmiyor! Projenin tasarım stili de tıpkı ilham kaynağı Gingko gibi. Doğrusal sütunlar zemin seviyesinden uzayıp açılıyor ve çatı seviyesine gelindiğinde Ginkgo yaprağı “kanopi”ye benzeyen katmanlara ayrılıyor. Snøhetta ekibi şöyle diyor: “Ağaç benzeri çevreye sahip basamaklı peyzaj alanları, insanları binadaki yolculuklarında oturup mola vermeye davet ediyor. Bir ağacın altında oturup en sevdiğiniz kitabı okuma fikrini yaratıyor”. — English below — Library inspired by 290 million year old tree Words Alp Tekin The design project announced by Norwegian architecture studio Snøhetta for a library to be built in Beijing is dazzling both with its style and its story in the subtext! The project consists of tree-like pillars that support the library's roof, all surrounded by 16-metre-high glass. The Snøhetta team underlines that these tree-like pillars were designed to refer to the shadow of Ginkgo, a 290-million-year-old tree species. Gingko Biloba is a large tree with fan-shaped leaves. Commonly found in the vegetation of China, Japan and Korea, Ginkgo Biloba is one of the longest living tree species. So much so that these trees can live up to a thousand years. Some trees in China are said to be over 2500 years old!In fact, it is known that 6 Gingko Biloba trees, located only 2 kilometers away from the place where the atomic bomb dropped on Hiroshima in 1945, went down in history as the only living beings that survived the explosion. The dried leaves of the plant are used to make tea and its benefits are endless! The design style of the project is just like the inspiration Gingko. The linear pillars extend and open from ground level, and by the roof level, the ginkgo leaf separates into “canopy-like” layers. Says the Snøhetta team: “The cascading landscape areas with tree-like surroundings invite people to sit and take a break from their journey through the building. It creates the idea of sitting under a tree and reading your favorite book”.
- TASARIM-1
Ocak 2022 | Tasarım | Türkiye for english click here DALAMAN ZEYTİNLİBURUN Yeşim Kozanlı’nın son projesi Yazı | Onur Baştürk Y eşim Kozanlı Architecture&Interior Design’ın heyecan verici projelerinden biri Dalaman Zeytinliburun. Dalaman koyu ve Karacagöl’e bakan yamaç üzerindeki proje, 12 özel konaklama birimi ve nitelikli ortak alanlardan oluşan bir kompleks. Yeşim Kozanlı projeyle ilgili yuzu’nun sorularını yanıtlıyor… EVLERİ MİNİMUM İNŞAAT ATIĞIYLA YAPACAĞIZ Proje nasıl doğdu? Lüks, çok uzun zamandır sürdürülebilirlik ve modernlik kavramlarıyla flört halinde. Tüketiciler çevresel ve sosyal olarak daha çok bilinçlense de, yüksek tüketim ekonomisi, sosyal kaygılar ya da yönetim kaygıları, sürdürülebilir projelerin uygulanmasını zorlaştırıyor. Son yıllarda hayatımızda önemli yer edinen, geri dönüşüm, zamanın değeri ve organik yaşam gibi kavramlar, projelerimizde bizi daha sürdürülebilir ürünler üretmeye yöneltiyor. El değmemiş bir topoğrafya ile hayatımıza giren Dalaman projesi, ulaşmak istediğimiz tüm bu değerleri tasarımlarımıza yansıtabileceğimiz bir proje oldu. Doğa ile dost, sade-lüks stile duyduğumuz özlem ve projenin çözmeye can attığımız zorlukları Zeytinliburun’un hayata geçmesine sebep oldu. Böylesine eğimli bir yüzeyde proje nasıl yükseldi? Çözmeye can attığımız zorlukların ilk sırasında bölgenin topoğrafya özellikleri geliyor. Projenin en önemli özelliği çevreye karşı duyarlılığı ve çevresel etkileri. Dalaman Zeytinliburun projesi, Dalaman koyu ve Karacagöl’e bakan yamaç üzerinde, topoğrafyanın biçimlendirilmesiyle değişen 12 özel konaklama birimi ve nitelikli ortak alanlardan oluşan bir kompleks. Proje hedeflerini esas alan mimari tasarım kararlarının temelinde, zemin ile yapı uyumunun her ölçekte yeniden kurulması yer alıyor. 41 dönüm üzerine kurulu olan projede, geri dönüşüm özelliğinden dolayı çelik konstrüksiyon ile modüler bir teknoloji tercih edilerek zemine minimum değen yapılar elde edildi. Özellikle eğimin oldukça dikleştiği yamaçlarda bulunan evler, saha dışı üretim yöntemleriyle üretilmeye uygun olarak tasarlandı. En az malzeme ile üretime imkan vererek, hem çevreye verilecek tahribatın önüne geçmeyi hem de minimum inşaat atığıyla projemizi hayata geçirmeyi hedefliyoruz. Tüm bunlar projemizin mimari karakterini oluşturan temel özellikler. KOLEKTİF BİR YAŞAM ALANI Tasarım detaylarından bahseder misiniz? Dalaman projesinde sosyal ortak alanlar, yerel tarım atölyeleri ve ekoturizm olanaklarıyla kolektif bir yaşam alanı hedefliyoruz. Yaşam alanlarındada gördüğümüz detaylarda yine bu özelliklere paralel bir yaklaşım var. Heykelsi bir siluetle tasarlanan yapılar ton-sür-ton renkler ve bitki örtüsüyle uyum içinde şekilleniyor. ‘Double height’ yapılar ve cam yüzeylerle ışık alan noktalar maksimize ediliyor. Ferahlatıcı bir şeffaflık sağlanıyor. İç mekanlarda kullanılan yoğun ahşap öğeler ve sade tasarım ise doğanın yapıdaki şeffaflık ile içeriye taşınmasına olanak sağlıyor. Bu da kullanıcıya huzur veriyor. Yatay mimarinin imkan sağladığı sonsuz manzaranın hakimiyeti ise görüntüyü engelleyecek her türlü ekstradan kaçınarak maksimize edilecek. Çeşitli duvar parçaları hem gölge sağlayacak hem de heykelsi silueti daha çok vurgulayacak. KOMŞUCULUĞUN OLDUĞU BİR PROJE BU Proje burada yaşayacak olanlara nasıl bir deneyim sunuyor? Son yıllarda zamanın etkisi güçlü bir şekilde görünür hale geldi. Bu da bizi daha çok yalnızlaştırdı. Eşi benzeri olmayan “bir arada olmak” duygusu gittikçe azaldı. “Özel alanların” özel olarak tasarlanmayışı, bizleri duygusal bir kapanışa, kolektif olmayan bir yaşam tarzına yöneltti. Dalaman projesi ise bir site kompleksinden öte sosyal etkileşimi yüksek, ortak alanları sayesinde yaşayanları bir araya getiren ve deyim yerindeyse yüksek standartlara “komşuculuk” terimini modern bir dille yeniden entegre eden bir yaşam alanı projesi. Kompleks, içinde yaşayanlara huzur ve rafine bir yaşam alanı sunarken özel alana saygı duyuyor ve bu yaklaşımla insanları bir araya getiriyor. İçinde bulundurduğu ekoturizm özellikleri ortak bir bilinç oluştururken, barındırdığı küçük tarım alanları ve seralar sayesinde insanların toprakla bağ kurmalarını, hatta kendi sofralarına üretim yapmalarını sağlıyor. Ekoturizm özelliklerinden ve yerel olmak kavramlarından bahseder misiniz? Basitçe ekoturizm, yeryüzündeki doğal kaynakların sürdürülebilirliğini güvence altına alır. Bunun yanı sıra yerel halkların ekonomik kalkınmasına destek olur. Dalaman Zeytinliburun projesi; topoğrafya ile olan ilişkisinden tutun da ortak alanlar, yerel tarım workshopları, yerel iş gücü istihdamı ve sosyal, kültürel bütünlüğe kadar birçok ekoturizm maddesini içinde barındırıyor. Y eşim Kozanlı's latest project Dalaman Zeytinliburun is one of the exciting projects of Yeşim Kozanlı Architecture & Interior Design. The project on the hillside overlooking Dalaman Bay and Karacagöl is a complex consisting of 12 private accommodation units and qualified common areas. Yeşim Kozanlı answers yuzu's questions about the project... How was the project born? Luxury has been flirting with the concepts of sustainability and modernity for a very long time. Although consumers are becoming more environmentally and socially conscious, high consumption economy, social or management concerns make it difficult to implement sustainable projects. Concepts such as recycling, value of time and organic life, which have taken an important place in our lives in recent years, lead us to produce more sustainable products in our projects. The Dalaman project, which entered our lives with an untouched topography, has become a project where we can reflect all these values that we want to reach into our designs. How did the project rise on such an inclined surface? The topographic features of the region come first among the challenges we are eager to solve. The most important feature of the project is its sensitivity to the environment and its environmental impacts. The basis of architectural design decisions based on the project objectives is the re-establishment of the harmony between the ground and the building at every scale. In the project, which is built on 41 decares, steel construction and a modular technology were preferred due to its recycling feature, and structures that touched the ground minimally were obtained. Especially the houses on the slopes where the slope is quite steep were designed to be produced with off-site production methods. By enabling production with the least amount of material, we aim to both prevent the destruction to be caused to the environment and implement our project with minimum construction waste. All these are the basic features that make up the architectural character of our project. What kind of experience does the project offer to those who will live here? In recent years, the influence of time has become strongly visible. This made us even more lonely. The unique feeling of "together" diminished. The fact that the “private spaces” were not specially designed led us to an emotional closure, a non-collective lifestyle. The Dalaman project, on the other hand, is more than a site complex, it is a living space project with high social interaction, bringing the residents together thanks to its common areas, and reintegrating the term "neighborhood" with a modern language, so to speak, to high standards. While the complex offers tranquility and a refined living space to its inhabitants, it respects the private space and brings people together with this approach. While the ecotourism features it contains create a common consciousness, thanks to the small agricultural areas and greenhouses it contains, it enables people to connect with the soil and even produce for their own table. Çapa 1
- TASARIM-1
Ocak 2022 | Tasarım | İtalya HiAm Uykuda gelinen son nokta Yazı | Oktay Tutuş P andemi sırasında gördük ki aslında en büyük yatırımı evimize ve dinlenebileceğimiz, yaşayacağımız ve temas edeceğimiz eşyalara yaparsak iç huzuru bulmamızın önünde engel kalmıyor! Bu noktadan baktığımızda en çok dinlenmeyi yatağımızda yapıyoruz. Ancak tüm teknolojik gelişmelere rağmen yatak tasarımları hâlâ çok fazla şey vadetmiyor. Özel yapım olanları ise başka şekilde değerlendirmek gerekiyor. HiAm isimli yeni konsept onlardan biri. Yüksek teknolojiyi ve İtalyan tasarımı ve malzemelerini bir araya getiren bu yatağı, Hi-Interiors isimli şirketleriyle Tallarico biraderler sunuyor. Ailelerinden gelen ahşap mobilya işini bir adım öteye geçiren bu yeni kuşak, akıllı mobilyalar üretiyor. Teknolojiyi kullanarak komple bir dinlenme deneyimi kurgulayan Hibed de onlardan birisi. Fizyolojik sağlığı harekete geçirmek için ortam ve okuma ışıkları, yüksek tanımlı ses sistemi, 70 inç ekran TV ve 4K projektör desteğini arkasına almış. Ek olarak, masajlar için programlanmış motorlu yatak bazaları ve kişiselleştirilmiş rahatlama anları için rafine bir koku yayıcı içeriyor ve bunların tümü yerel bir iOS uygulamasıyla etkinleştirilebiliyor. Yatak aynı zamanda sensörleri sayesinde ortamdaki rahatsız edici sesleri belirliyor ve yatağın sıcaklığını size göre ayarlıyor. Böylece çok yönlü bir dinlenmeyi mümkün kılıyor. HiAm veya Hibed sistemi, bir concierge hizmeti üzerinden sipariş verilebiliyor. Ahşap kaplamalarını kendi kişisel zevkinize göre değişecek renklerde kaplatabiliyorsunuz. hi-interiors.com
- TASARIM-1
Ocak 2022 | Tasarım | Vol VI ARNAUD NICOLAS “Koleksiyonerler ürünlerimize mekanik sanat eseri diyor” Yazı | Oktay Tutuş L ’Epee1839,muhtemelenisminibugünedekduymadığınız bir marka. Kurulduğu 1839 yılından bugüne sadece saat üreterek ayakta kalabilmiş bir İsviçreli. Guguklu saatler, masa saatleri, müzik kutuları ve bunların içindeki mekanizmaları üreten firma, zamanında Concorde süpersonik jetlerinin içine konulan saatleri de üretmiş. Ayrıca rekorlara imza atan dev masa saatlerinden tutun da, Lady Diana ve Prens Charles’ın düğün hediyesi olarak Hermes kılıf içinde verilen saatlere dek önemli tasarımların da sahibi. Klasik saatçilik konusunda uzman olan markanın kaderi 2014 yılında, MB&F isimli bir diğer İsviçreli avangart markanın teklifiyle “Starfleet Machine” isimli ürünü piyasaya sunmalarıyla beraber değişiyor. İnsanların ilgisini görünce bu tarz iş birliklerinin üzerine gitmeye karar verip şimdilerde daha çok kinetik sanat eseri dedikleri masa üstü gizmolardan üretiyorlar. Onlara hem harika bir işçilikle bir araya getirilmiş dekoratif bir obje hem de gözünüzün önünde sürekli hareket eden mekanizmaya sahip bir saat olarak bakabilirsiniz. Her ikisi de doğru. Ama daha çok zamanı izlemek ve onu saygıyla selamlamak için güzel bir araç gözüyle bakmanız tavsiye ediliyor. Devamı için... Print VOL - VI WINTER 2022 Out of Stock View Details
- TASARIM-1
Ocak 2022 | Tasarım | Vol VI DERYA TOROS & ÇETİN DALVA “Metaverse’te yepyeni ve sınırı olmayan şehirler tasarlanacak” Yazı | Oktay Tutuş M etaverse’de sahip olabilecekleri sınırsız tasarım özgürlüğünün heyecanını yaşayan Toros & Partners mimarlık ofisinin kurucu ortakları Derya Toros ve Çetin Dalva, neden bizim de onlar kadar heyecanlı olmamız gerektiğini anlatıyor. Metaverse ve mimarlığı birleştirme fikriniz nasıl doğdu? DERYA: Birkaç yıldır mesleğimizi teknolojiye doğru bir şekilde entegre edebilmek üzerine düşünüyorduk. Pandemiden bir süre öncesinde ne yapmak istediğimize karar vermiş ve rotamızı çizmeye başlamıştık. Mimari ve tasarımın sadece fiziksel dünyaya ait olmadığını, zaman içerisinde avatarlarımızla birebir deneyimlediğimiz mekanlar için tasarımın önemli bir rolü olacağını öngörmüştük. Böylece VEM (Vemaker) ile yaptığımız ortaklığın sonucunda BACKYARD adlı oluşum doğdu. Bu oluşum sınırsız bir şantiye alanı. Ofis, konut, mağaza, dijital showroom gibi bu dünyada ihtiyacımız olan birçok mekanı tasarlıyoruz. Ofisinize Metaverse ile ilgili ne tür istekler iletiliyor? ÇETİN: Talep halinde mevcut mekanların dijital ikizlerini yaratıyor, istenilirse dünyamızdaki fiziksel sınırlar olmadan mekanlar yaratabiliyoruz! Ama talepler bu yönde olmuyor. Genellikle firma sahipleri mevcuttaki ofislerinin birebirini görmek istiyor. Metaverse günlük yaşamın bir parçası oldukça bu beklentiler zamanla değişecek. Bugüne kadar daha çok şirket içi etkinlikler ve fuarlar yaptık. Yılbaşı öncesi ise hepimizin avatarları ile katıldığı bir parti düzenledik! İnsanlar avatarları ile en özel dans figürlerini sergileyip aynı zamanda ‘network’ yaptılar. Metaverse mimar ve tasarımcılar için bir fırsat mı yoksa nafile bir çaba mı? DERYA: Büyük fırsat! Açıkçası bu fırsatın henüz kimse farkında değil. Düşünsenize, dünyadaki limitler olmadan elinizde sınırsız tasarım imkanı var. Yerçekimi ve malzeme sınırlaması yok. “Inception” filmindeki “mimar”ı hatırlayın; rüyayı inşa ediyordu. Devamı için... Print VOL - VI WINTER 2022 Out of Stock View Details Dijital / Pdf YUZU MAGAZINE - VI 60,00₺ Price View Details

